
Artık Bakırköy'de oturmuyoruz. Bostancı'dayız artık. Artık dediysem epey oldu. Sen gittikten sonra göçtük bizde oralardan. Bostancılı Kaan diyorlar bana. Kimse demiyor aslında ben diyorum sadece:P Bakırköy'den iyi sanki. Hatırlarsın hastane var orada :) Okuldan geldiğimde oralet içmeye indiğim guguklu saati olan teyze vardı ya sana selamı var. Her bayram olmasa da gidiyorum yanına. Kısık sesiyle yakında geleceğim yanına dedi, başımı okşamaya çalıştı yine yıllar önce olduğu gibi. Hüzünlendim.
Sonra Hakan aradı. Keyiflendim biraz. Hangi Hakan olacak, bizim Hakan. Kocaman oldu o çirkin kara çocuk, sümüklü hallerini bilirsin biliyorum, eee 20 sene oldu be anne.! Hem şimdi daha yakışıklı, nasıl oldu ben de bilmiyorum, bizden habersiz estetik mi oldu dersin :) Teyzemi sorarsan aynı tontiş teyzem, hiç yaşlanmıyor desem inanır mısın maşallah :) Seni evlendirmek lazım artık oğlum diyor. Geldi mi sırası sence. Yeter sanki bu kadar hovardalık. Ama ya eee hani aday :P
Fenerbahçe bu sene de kupayı alamadı anne! Üzülme o yüzden bir şey kaçırmadın.:) Tamam tamam kızma, en büyük Fener:P Başbakan kim dersen Tayyip diye biri var başbakan. O kim mi? Ben de bilmiyorum çözmeye çalışıyoruz, değişik bir varlık türü. Tanısan sevmezsin evet:)
Sonra ne mi oldu sen yokken hımm benim yıldızlı pekiyi kağıdım vardı ya sana gösteremediğim, ondan bir dolu daha aldım. Lisede biraz sekteye uğratsam da sonradan toparladım, kızları hatırladım sözünü hatırladım, bakmazlar sana demiştin ya telaşlandım. Şimdi çok iyiyim :) Geleceğe yatırım yaptım:P
Anaokulunda kız arkadaşım vardı ya İpek, taşınınca onu bir daha görmedim. Ne yapıyordur acaba. Evlendi mi dersin. Beni unutmuş mudur sence. Unuttuysa üzülürüm:( Soyadını da hatırlamıyorum ama 23 Nisan'da çektiğin fotoğrafımız hala duruyor elimizde bayrak :) Veda bile edememiştim ne bileyim bir daha görürüm sanmıştım. Televizyona mı çıksam ki :) Kızım olursa ona İpek ismini vereceğim ama. Çok vefakarım değil mi :) Ona da mektup yazacağım buradan :)
Blog diye bir yere yazıyorum bunları ben sana. Nasıl bir şey o dersen, böyle yazı yazmana yarayan değişik bir şey. Gavurlar yapıyor:) Güzel insanlar var. Bunları tanısan çok seversin ama Tayyip gibi değiller :P Çok tatlı insanlar, bazıları bayram şekeri gibi :) Senin sevdiğinden :P
Öyle işte anne, sen gittiğinden beri değişen tek şey zaman. Ben hep aynıyım aslında. Sadece rollerim, görüştüğüm insanlar değişiyor. Özlemim aynı, sevdiklerim aynı, ağlamam aynı yine içimden, sevinmem aynı yine kocaman gülümseyerek. Hımm evet gülmek bana yakışıyor, eskisi kadar çok sırıtmasam da son bir kaç gündür çok eğleniyorum, bir ara anlatırım yine :)
Burada mektubu bitiriyorum. Seni seviyorum* :)
*Sen gittiğinden beri mektupları Bölüm 1 - Anneye. Anne, sen gittiğinden beri ben biraz daha büyüdüm. Biraz dedim sanki, evet şaşırma, yine benim şaşkın hallerim bilirsin 19 sene öncede böyleydim. Yine öyleyim aynı tavırlar, aynı bilmişlik, aynı Kaan. Hafif esmer, kendini sevdiren, şımarık, senin deyiminle "kara oğlun". Çocukken sevimliydim şimdi o da gitti kocaman oldum çekilmez mi oldum dersin? Hımm bir de bana ukala demeleri artık hoşuma gitmiyor biliyor musun? Yaşlanıyor muyum sence. Belki de, neyse geçelim bunları.

Artık Bakırköy'de oturmuyoruz. Bostancı'dayız artık. Artık dediysem epey oldu. Sen gittikten sonra göçtük bizde oralardan. Bostancılı Kaan diyorlar bana. Kimse demiyor aslında ben diyorum sadece:P Bakırköy'den iyi sanki. Hatırlarsın hastane var orada :) Okuldan geldiğimde oralet içmeye indiğim guguklu saati olan teyze vardı ya sana selamı var. Her bayram olmasa da gidiyorum yanına. Kısık sesiyle yakında geleceğim yanına dedi, başımı okşamaya çalıştı yine yıllar önce olduğu gibi. Hüzünlendim.
Sonra Hakan aradı. Keyiflendim biraz. Hangi Hakan olacak, bizim Hakan. Kocaman oldu o çirkin kara çocuk, sümüklü hallerini bilirsin biliyorum, eee 20 sene oldu be anne.! Hem şimdi daha yakışıklı, nasıl oldu ben de bilmiyorum, bizden habersiz estetik mi oldu dersin :) Teyzemi sorarsan aynı tontiş teyzem, hiç yaşlanmıyor desem inanır mısın maşallah :) Seni evlendirmek lazım artık oğlum diyor. Geldi mi sırası sence. Yeter sanki bu kadar hovardalık. Ama ya eee hani aday :P
Fenerbahçe bu sene de kupayı alamadı anne! Üzülme o yüzden bir şey kaçırmadın.:) Tamam tamam kızma, en büyük Fener:P Başbakan kim dersen Tayyip diye biri var başbakan. O kim mi? Ben de bilmiyorum çözmeye çalışıyoruz, değişik bir varlık türü. Tanısan sevmezsin evet:)
Sonra ne mi oldu sen yokken hımm benim yıldızlı pekiyi kağıdım vardı ya sana gösteremediğim, ondan bir dolu daha aldım. Lisede biraz sekteye uğratsam da sonradan toparladım, kızları hatırladım sözünü hatırladım, bakmazlar sana demiştin ya telaşlandım. Şimdi çok iyiyim :) Geleceğe yatırım yaptım:P
Anaokulunda kız arkadaşım vardı ya İpek, taşınınca onu bir daha görmedim. Ne yapıyordur acaba. Evlendi mi dersin. Beni unutmuş mudur sence. Unuttuysa üzülürüm:( Soyadını da hatırlamıyorum ama 23 Nisan'da çektiğin fotoğrafımız hala duruyor elimizde bayrak :) Veda bile edememiştim ne bileyim bir daha görürüm sanmıştım. Televizyona mı çıksam ki :) Kızım olursa ona İpek ismini vereceğim ama. Çok vefakarım değil mi :) Ona da mektup yazacağım buradan :)
Blog diye bir yere yazıyorum bunları ben sana. Nasıl bir şey o dersen, böyle yazı yazmana yarayan değişik bir şey. Gavurlar yapıyor:) Güzel insanlar var. Bunları tanısan çok seversin ama Tayyip gibi değiller :P Çok tatlı insanlar, bazıları bayram şekeri gibi :) Senin sevdiğinden :P
Öyle işte anne, sen gittiğinden beri değişen tek şey zaman. Ben hep aynıyım aslında. Sadece rollerim, görüştüğüm insanlar değişiyor. Özlemim aynı, sevdiklerim aynı, ağlamam aynı yine içimden, sevinmem aynı yine kocaman gülümseyerek. Hımm evet gülmek bana yakışıyor, eskisi kadar çok sırıtmasam da son bir kaç gündür çok eğleniyorum, bir ara anlatırım yine :)
Burada mektubu bitiriyorum. Seni seviyorum* :)
*Sen gittiğinden beri mektupları Bölüm 1 - Anneye.
0 comments:
Yorum Gönder