Welcome

12 Ağustos 2010 Perşembe

bonuslu sevap günleri

geç kalmış bir Ramazan tebriğiyle başlayalım mı? bana uyar. öncelikle tüm İslam aleminin mübarek Ramazna ayını kutlar, bu ayın muhteviyatında bulunan huzuru da tüm insanlık için dilerim. amin. o zaman konuya girelim.

havalar da çok sıcak değil mi? günler de çok uzun.. açlık, susuzluk, güneş, nemle birlikte gelen su kaybı, ve bir dolu şey yüzünden bu yıl eskilere oranla çok daha zorlanıyor oruç ehli, hepimizin malumu. hayır kendimden biliyorum en başta.. daha birkaç yıl öncesine kadar oruç ibadetinin Allah katında çoook kıymetli, çok büyük, öyle ki cennette oruçluların gireceği ayrı bir kapı bile olduğuna anlam veremezdim Allah affetsin. yani ne biliyim, bana en kolay ibadet gibi gelirdi cidden. çok su içmediğimden su aramazdm zira. yemekte gözüm pek yoktu zaten. sigara da olmayınca, sahurda bişeyler yiyip akşam 5-6 gibi oruç açmak çok kolaydı o günlerde. peki o zaman neden oruçlunun ağız kokusu Allah'a misk kokusu gibi gelirdi? neden oruçlulara cennete girerken Reyyan kapısı açılacaktı? neden her ibadetin riya riski varken bir tek orucun yoktu ve neden Allah kudsi bir hadiste orucun mükafatını bizzat ben veririm demişti?..

işte bu çok şikayet ettiğimiz, delirecek gibi olduğumuz sıcak ve uzun günler, bu noktalarda bize şikayeti bırakıp şükretme şansı tanıyor. düşünsenize, bu kadar zorlanmasak anlayabilir miydik acaba orucun kıymetini? hem orucun getirilerinden biri aç olan kardeşlerimizi anlamamız değil miydi? onlara yardım edebilmek için onları anlayabilmemiz gerekmez miydi? elbette gerekirdi.

dün susuzluktan ölmek üzereyken, bugün de açlıktan yürümekte zorlanırken bunları düşündüm. "iyi mi ettim bilmiyorum" desem şık olurdu ama demiycem çünkü iyi ettiğimi biliyorum. iki adım ötedeki mutfatdan su alabilecekken, buz gibi bişeyleri kafama dikebilecekken yapmamak; ve elimi uzatıp da alabilecekken gece görüp yemeyi unuttuğum, aklıma takılıp da canımı çektiren şeftaliler almamak, yememek; baş ağrısından inleyen insanların sırf Allah rızası için bir minoseti ağızlarına atmamaları.. ne ilginç di mi ya? ilginç tabi ki. hissetmeyenin anlayamayacağı kadar ilginç..

biliyoruz ki ibadetler yalnızca Allah rızası için yapılır; sonu, sevabı, mükafatı hesap edilerek değil. fakat böyle bir gerçek de vardır. Allah, hiçbir zorunluluğu olmadığı halde bize karşı hep çok cömerttir.. biliriz. O'na bir adım yaklaşana, O (c.c) bir arşın yaklaşır. yaptığımız minicik iyiliklere kat be kat sevap verir. en kolay ibadetlerimiz O'nun katında devleşir. çünkü O'nun içindir. ve işte bu günlerde zorlanarak yaptığımız ibadetler de eminiz ki gerçek hayatımızı kolaylaştırıp güzelleştirecek. 1'e 10, 100, belki 1000 belki de daha fazla sayılarak sağ omzumuzdaki meleği yoracak. biliyoruz. bonuslanarak çoğalacak ve öyle yazılacak.

o halde ver sloganı bidost.. manili olanından.

davulcu görsen şaşırma,
ağaçtan elma aşırma,
Ramazan geldi ey mü'min,
bu fırsatı kaçırma!

:P haydi hayırlı ramazanlar:)) geç kalmış bir Ramazan tebriğiyle başlayalım mı? bana uyar. öncelikle tüm İslam aleminin mübarek Ramazna ayını kutlar, bu ayın muhteviyatında bulunan huzuru da tüm insanlık için dilerim. amin. o zaman konuya girelim.

havalar da çok sıcak değil mi? günler de çok uzun.. açlık, susuzluk, güneş, nemle birlikte gelen su kaybı, ve bir dolu şey yüzünden bu yıl eskilere oranla çok daha zorlanıyor oruç ehli, hepimizin malumu. hayır kendimden biliyorum en başta.. daha birkaç yıl öncesine kadar oruç ibadetinin Allah katında çoook kıymetli, çok büyük, öyle ki cennette oruçluların gireceği ayrı bir kapı bile olduğuna anlam veremezdim Allah affetsin. yani ne biliyim, bana en kolay ibadet gibi gelirdi cidden. çok su içmediğimden su aramazdm zira. yemekte gözüm pek yoktu zaten. sigara da olmayınca, sahurda bişeyler yiyip akşam 5-6 gibi oruç açmak çok kolaydı o günlerde. peki o zaman neden oruçlunun ağız kokusu Allah'a misk kokusu gibi gelirdi? neden oruçlulara cennete girerken Reyyan kapısı açılacaktı? neden her ibadetin riya riski varken bir tek orucun yoktu ve neden Allah kudsi bir hadiste orucun mükafatını bizzat ben veririm demişti?..

işte bu çok şikayet ettiğimiz, delirecek gibi olduğumuz sıcak ve uzun günler, bu noktalarda bize şikayeti bırakıp şükretme şansı tanıyor. düşünsenize, bu kadar zorlanmasak anlayabilir miydik acaba orucun kıymetini? hem orucun getirilerinden biri aç olan kardeşlerimizi anlamamız değil miydi? onlara yardım edebilmek için onları anlayabilmemiz gerekmez miydi? elbette gerekirdi.

dün susuzluktan ölmek üzereyken, bugün de açlıktan yürümekte zorlanırken bunları düşündüm. "iyi mi ettim bilmiyorum" desem şık olurdu ama demiycem çünkü iyi ettiğimi biliyorum. iki adım ötedeki mutfatdan su alabilecekken, buz gibi bişeyleri kafama dikebilecekken yapmamak; ve elimi uzatıp da alabilecekken gece görüp yemeyi unuttuğum, aklıma takılıp da canımı çektiren şeftaliler almamak, yememek; baş ağrısından inleyen insanların sırf Allah rızası için bir minoseti ağızlarına atmamaları.. ne ilginç di mi ya? ilginç tabi ki. hissetmeyenin anlayamayacağı kadar ilginç..

biliyoruz ki ibadetler yalnızca Allah rızası için yapılır; sonu, sevabı, mükafatı hesap edilerek değil. fakat böyle bir gerçek de vardır. Allah, hiçbir zorunluluğu olmadığı halde bize karşı hep çok cömerttir.. biliriz. O'na bir adım yaklaşana, O (c.c) bir arşın yaklaşır. yaptığımız minicik iyiliklere kat be kat sevap verir. en kolay ibadetlerimiz O'nun katında devleşir. çünkü O'nun içindir. ve işte bu günlerde zorlanarak yaptığımız ibadetler de eminiz ki gerçek hayatımızı kolaylaştırıp güzelleştirecek. 1'e 10, 100, belki 1000 belki de daha fazla sayılarak sağ omzumuzdaki meleği yoracak. biliyoruz. bonuslanarak çoğalacak ve öyle yazılacak.

o halde ver sloganı bidost.. manili olanından.

davulcu görsen şaşırma,
ağaçtan elma aşırma,
Ramazan geldi ey mü'min,
bu fırsatı kaçırma!

:P haydi hayırlı ramazanlar:))

0 comments:

Yorum Gönder

 
Copyright Blog Manias All Rights Reserved
ProSense theme created by Dosh Dosh and The Wrong Advices.
Blogerized by Bonard Alfin Blogger Templates.