Welcome

31 Ocak 2010 Pazar

Selam asl?


Ben geldim.

Ne dandik bir giriş cümlesi değil mi? Benden de bu beklenirdi anca zaten, mazur görün efenim. Herneyse kimim ben? Tuşların Tıkırtısı adlı bloga yazmaya çalışan, Finduilas nickine bürünmüş bir insan türeviyim.

Ukturk bey twitter aracılığıyla; ''Findu BlogMania'da seni de görmek bizi mutluluğa sevk edecek.'' şeklinde bir mesaj yollayaraktan benim buralara doğru uçmamı sağlamıştır. Israrlarına dayanamayarak işte geldim burdayım. Bunu haber edeyim dedim, ha bu seni ne kadar alakadar ediyor onu bilemiyiciğim ama olsun, maksat bir şey yazmış olmak... Hem sonra diğer yazarlar; ''Bu hiçbir şey yazmıyor niye hala burda yeeaa!!!1!!'' falan demesin diye önden bir önlem alayım dedim. Olur olur yani, türlü türlü insan var heryerde. :P

O değil de kumanda panelinde 2 blog gözüküyor ya şimdi, ne acayip. Çok tırsıyorum ayrıca, düşünsene şimdi... Ayarlara basıyorum sonra yanlışlıkla blogu sil'e tıklıyorum, yılların emeği sayemde bir tık darbesiyle yok oluyor... Böyle tuhaf sakarlıklarımın olabileceğini Ukturk'e önceden söyleseydim keşke, tüh... Napalım artık silersem de yenisini açarız.

Hı hı evet. ^-^

Hadi selametle.
Devamı >>

30 Ocak 2010 Cumartesi

Bir delikanlının bir kılıbığa dönüşüm süreci

Bugün akşama kadar evdeydim, akşam az dışarı çıktım, dolaştık falan derken eve geldim, hemen yazı yazmaya karar verdim. Çünkü yaklaşık 1 haftadır etrafımdaki arkadaşlarımın ve bazı yakınlarımın durumları beni şaşırtıyordu. Dün akşam ve bu akşamla birlikte tamam dedim. Artık kılıbık bir erkek nasıl olur, neler yapar, davranışları nelerdir biliyorum tam olarak. Çok iyi gözlem yaptım vallahi haha:P:p Öhömm:)


  • Kişilikleri ya yok olur ya da bir yumuşama yaşanır:

    Evet aynen böyle olur. Artık sevgilisi ne derse o vardır. Onun dediği kanundur. O ne isterse o yapılır. Kendi isteği de vardır ama karşıdan "amaaa aşkımm" diye bir sesleniş hemen yelkenleri indirmesine "tamam aşkım" demesine yol açar:P İpler kadının eline geçer bu durumda. Bir eşitlik falan durumu değil bu tamamen kadının hakimeyetini içerir, kılıbıklıkğın en önemli aşaması budur. Önce kişilk kaybbedilir. Bu bazen aşktan falan, bazen şeytan kadınlardan, bazen de saflıktan,salaklıktan, hatta bazen de "lan bunu zor bulduk bu da elimizden kaçmasın" düşüncesinden kaynaklanır:P:p

  • Kurtlar Vadisi ve maç yerine Aşk-ı Memnu izlenmeye başlanır:

    Kişiliğini kaybeden gencimiz artık sevgilisinin sevmemesinden dolayı çok sevdiği her hafta izlediği Kurtlar Vadisi izlememeye, hatta ben zaten sevmezdim demeye başlar ve yine her ne hikmetse hep maç saatinde buluşalım diyen sevgilisini kıramadığı için de maç izlememeye başlar:P Artık o büyük bir Aşkı Memnu ve Yaprak Dökümü izleyicisidir. Bihter aşağı Behlül yukarı diye geçer günleri:P Bir delikanlını çöküşü yavaş yavaş hızlanır bu süreçle.

  • Erkek arkadaşları yerine sevgilisinin arkadaşları geçer:

    Aşk-ı Memnu fanı olan gencimiz artık erkeksel faaliyetlere uzaklaşmaya başladığından dolayı artık kendi arkadaşlarıyla daha az vakit geçirmeye başlar ve varsa yoksa sevgilisinin arkadaşları vardır. Onlarla birlikte zaman geçirir,dizi kritikleri yapar Türk dizilerinden başka üstüne bir de Sex and The City, Desperate Housewives, Mari Mar, Rosalinda falan izlemeye başlar. Hatta işi aşırıya götürenlerin Derya Baykal falan da izlediği söyleniyor, ben karşılaşmadım etrafımda ama:P Belki de izliyorlarıdr boyu devrilesiciler haha:P:p

  • O eller artık patates soymaya ve bulaşık durulamaya başlar:

    Evet iyice kıvama geldi gencimiz. Erkek arkadaşlarından iyice uzaklaştı, iyice kadınsal şeyler yapmaya başladığından dolayı iyice yumoş ferahlığına ulaşmış sayabiliriz. Aşkitosunun.! ojeleri bozulmasın diye patates soymaya, aşkitosunun.! elleri yıpranmasın diye bulaşığa da yardım etmeye başlar. Olmuştur artık o. Kılıbıklı diplomasına bir adımı kalmıştır artık gencin:P:p (Burada patates soyabilir tabi erkek ama aşkitosunun.! ojesi bozulmasın diye soyar kılıbık erkek:P)
  • Nereye gitse rapor verir, gitmeden önce izin alır:

    O eller bulaşık deterjanı ile haşır neşir oduktan sonra artık dönülmez bir sürece girmiştir gencimiz. Halı saha maçına veya bir yemeğe çağıran arkadaşlarına hemen "tamam geliyorum hacı,hafız,kanka vb.:P" diyemez. Önce bir aşkitosuna sorar.

- Canımm arkadaşlar maça çağırıyor:/ ?
+
Ama bu gece film izleyecektik beraber.!
- Daha önce öyle bir şey yoktu aşkitomm :(
+
Vardı tatlım sen unutmuşsun hiç bana ilgi göstermiyorsunnnn ühü.

- (Cevap verir) Abi ben gelemeyeceğim ya ayağım ağrıyor çok, bu seferlik affedin beni.

- Nerdesin Hakan.!!!

+ Şeyy ıııı (korkudan dili tutulur önce) evdeyim aşkitom ehe:)

- Arkadan ses mi geliyor nee kim var yanında.! (:cadaloz)

+ Kimse yok aşkitom ben varım televizyondan geliyor ehe:)
- Hımm tamam hadi çabuk gel aşikitomm özledim seni (1 saat önce konuştu en son)

Yeter.!! Tiksindim haha:P:p Böyle seviyesiz diyaloglar yaşanır kılıbık erkeğin ilişkilerinde. Aslında bir erkeği kılıbık veya maço yapan kadının ta kendisidir bence. Özellikle kılıbıklıkta, iyi niyetli er kişi, cadaloz ruhlu bir kadın tarafında böyle kötüce kullanılabilir.:P

Sonuç:

Kılıbık diplomasını başarıyla kazanan gencimiz bir süre sonra terkedilir. Öyle sap gibi kalır ortada. Kız sıkılır çünkü, herşeye evet diyen, sorun çıkarmayan bu adamdan. Erkek demeye bin şahit gerektirir hiç güven vermez kıza. Kullanıp bir köşeye atmıştı kısaca:P Erkekler kendinizi kullandırmayın nan:P

Ayrıca bazıları maço sever haha:P Kılıbık olmakla herkes peşinizde koşmaz canım benim:P Koşsa da sonra bir "erkek" bulup terkeder sizi:P

*Blogta hep kızlara yönelik yazılıyor yazılar diye bir şey vardı. Erkek kardeşlerim için gelsin bu yazı. Yaşasın erkeklerin özgürlüğü. Boyunduruğa girmeyin, girenlere bu dalgayı okutun belki utanır kendinden haha:P:p*
Devamı >>

29 Ocak 2010 Cuma

Taylor Swift | hem şarkıları hem kendisi güzel

Taylor Swift. Duydunuz mu hiç bu ismi. Vardır kesin duyanlar çoktur çünkü epey bir şan şöhreti var bu kızımızın benim geç öğrendiğime bakamyın:P. Ben de geçen aylarda tanıştım aslında kendisiyle. İşte efendim bir çay kahve falan içtik. Hatta sordum. Türkiye hakkında ne düşünüyorsun sevgili Taylor (What do u think about Turkey, dear Taylor?) haha:P Çok güzel bir yer, ben sevmek tukish raki ben sevmek sen dedi, evet aynen böyle dedi:P:p Çok güzel bir kız yani, güzele güzel demem ben benim olmayınca ama Taylor Swift'i görünce derim. Hakkınını veririm yani. Makyaj güzeli falan değil çünkü, bildiğin güzel:P


Ayrıca sadece güzel çıtı pıtı olması değil. Şarkıları ve duru sesi de sizi sizden alabilir. Bir iki şarkısını dinledim ritmi sözler falan çok hoşuma gitti. Tam benim sevdiğim tarzda. Fazla gürültülü değil:P Tabi sonra albümünü indirdim internetten:P Hadi sizle de paylaşayım albümü buradan indirebilirsiniz gönlünüzce sevgili bloggerlar:P

Aşağıda bir video görüyorsunuz. Çok hoş bir video. You belong with me şarkısının klibi. Pek sevdim:P:p Şarkı da pek bir güzel. Albümünün en hit parçası bu zaten. Bir de Love Story isimli parça var. O da güzel klibi de aynı şekilde çok güzel.:P Ama tüm şarkılar güzel, fom müziği tadında. Country müzikle içiçe bir kızımız ayrıca. Hem kendi güzel hem sesi hem şarkıları. Tadından yenmez. Bir tecrübe edin derim ben nacizane:P

Devamı >>

27 Ocak 2010 Çarşamba

İstasyon Cafe'de "The Soul Kitchen" izlemek...


Uzun zamandır blog tanıtmıyorum. Hazır elimde böyle iyi malzemeler varken  halka duyurmakta fayda var dedim. Etrafta gizli gizli örgütlenmeler görüyorum. Sessiz ve usulca yürütüyorlar çalışmalarını. Sonra bölee daaan diye çıkıyorlar karşımıza. Ben size ne yaptım peki neee?? Neden benden gizliyorsunuz bu organize çalışmalarınızı. Blogunuzu mu yiceem. Yoo, okur geçerim en fazla. Ama anlıyorum sizi. Ben blogmania yazarıyım diye tüm gareziniz. Hep rakip firma düşmanlığı bunlar. Ama hiç gerek yok yani, bakın ben bir çiçek dalı, yok çiçek değil hurma dalı, yok hurma olmaz.. zeytin dalı.. hah zeytin dalı uzatıyorum size. Anlayın işte kıymetimi.

Neyse çok fazma çemkirmeyeceğim size. Çünkü iki blogu da gördüğümde çok sevindim ve sevdim. Ee napıyoruz otomatik olarak “ben sevdim siz de sevin” operasyonu başlatıyoruz.
Birinci blogumuz doğum anına göre gidersek “istasyon cafe”. Şimdi nasıl sevimli bir yer. Eeee mekanı keyifli yapan elbette içindekiler olduğundan mütevellit diyebilirim ki insan çıkmak istemiyor. Tabi bu durum cüzdana pek iyi yansımıyor, ne de olsa arkadaşımızın yeri diye öle beleş beleş oturmak olmaz. Ama burası sımsıcak. Oldukça da kalabalık aslına bakılırsa. Size yer yok yani (sevdiğini paylaşmayan yesari) . yani var daaaa, öle ön masalar hep dolu. Yerime oturmasın kimse lütfen. Hıhh...

İstasyon Cafe kimler tarafından işletiliyor ; LoLLa, Cemo, DeliRapunzel, Allegra'nde, Kediye Kafa Atan Psikopat Fare, Bekriya, Eliza Doolittle, Yaşlı doğmuş genç,kadın, Massacredmyself, DecisionS

İşte bu isimlerden bazılarını tanıyorum bazılarını tanımıyorum ne yalan söyliim. Ama hepsi bir araya gelince süper bir lezzet çıkmış ortaya. Parmaklarınızı yersiniz. Ağzının tadını bilenler için efendim...
Onlar kafenin girişinde sizi uyarıyorlar, ben de uyarmadan geçmiim..nasıl diyorlar;

“Henüz hangi ülke'de hangi il'de olduğu tespit edilememiş, okuyucu nerden bakıyorsa orada olan, manzarası kimi zaman eğlenceli kimi zaman hüzünlü, kimi zaman geyik kimi zaman ciddi olan cafemizde, kankalarınızla buluşup, fikirlerinizi paylaşabilirsiniz. Cafemizde her telden haberlere, görsellere, gündeme dair sokup sokuşturmacalarımıza, magazinden siyasete, internet ve sanal dünyadan bir çok konuya dair yazılar bulacaksınız.
Mutfaktaki şeflerimizin size sunmuş olduğu leziz yazılarla iyi vakit geçirmenizi dileriz...

Ha unutmadan;
Masaları çizittirmek,
Duvarlara yazmak,
Çamları devirmek serbesttir.
Kaybolan yazılardan ve blogculardan müessesemiz sorumlu değildir.
İstasyon Cafe”





Şimdi gelelim ikinci topluluk bloguna. Gerçi onlara topluluk demek ne kadar doğru olur bilmiyorum. Sayıyorum sayıyorum 3, sayıyorum sayıyorum 3. Ne o öle , 3 kişi bir araya gelmiş blog açmış filan. Pehhh. (kıskandığım çok mu belli oluyor , yok canımm)
Bak ne yazacağımı şaşırdım yine. Bi kere temaya, ismine filan bayıldığım için nereden giydirebileceğimi bulamıyorum. Yaa aman ben zaten öle sanat filmi filan sevmem, görün bakın nerde bölye popüler olmayan, ilginç, farklı , size bambaşka kapılar açacak film, kitap müzik var onu tanıtacaklar. Görürsünüz iştee. Yani ben takip ediyorum , siz de edin isterseniz. Yok yani; ayrı ayrı da takip ederdim de..Biliyorlar benim tembel olduğumu , bir araya toplamışlar o sebepten.Hele orda öle bi tanesi var. Hani WinstonWolfum neyse, Jilet abiye karşı da boynumuz kıldan ince. Ama o “dereotundannefretederim” kod isimli Okanitto neler yapacak merakla izliyoruz.

Ay kıskançlıktan blogun ismini yazmadım henüz...:)

Blog adı; “The Soul Kitchen”
Yazarlar; winstonwolf, Jilet, dereotundannefretederim
Ceza; 25 yıl..

Okuyun ve birşeyler öğrenin... Filmdi, müzikti, kitaptı.. çok bilmişin önce gidenleri.. entelektüel bunlar nan..
Neyse...Çok uzaklaşmayın...Hızımı alamadım ..Yakında tekil bloglar tanıtacağım...Aklımda süper bloglar var..
Devamı >>

Bonibonla İntihar | Blog

Ni hao. Ben çok blog tanıtmıyorum biliyorsunuz burada zaten çokta becerebildiğim bir olay değil:) Böyle yazmam için falan çok sevmem gerek, okurken falan hiç beni sıkmasın sürüklesin, zamanın nasıl geçtiğini anlamayaym, yeni yazı yazdığında hemen açıp okuyayım readerdan falan öyle bir blog olursa ancak işte:) Böyle bir blog bulmuştum geçen haftalarda. Gayet eski bir blog 2006 dan beri hizmette huhe:))


Blogun adı, Bonibonla İntihar. Bonibonla intihar ismi de harika huhe:) Kendi halinde bir blog. Günlük tarzında düşüncelerini aktarıyor Hande. Ama çok hoşuma gidiyor benim orta uzunluktaki yazıları, görüşleri ve bence içinde bir mizah duygusu var. Böyle benim yaptığım gibi iğrenç değil yani:) gayet düzgün bir mizah. Sevdim çok :) Yazılarını da okumayı sevdim çok.

Son yazısında hüzünlü yazsa da çünkü dedesi vefat etmiş, hüznünü çok güzel anlatmış çok güzel kelimeler seçmiş ve sıralamış ard arda onları, duygulanmamak elde değil. Güzel bir blog yani ben sevdim siz de sevin, okuyun, pişman olmayacaksınız bence, blog kontejanınızda bir yer açın:)

Kim bu blog sahibise diyen varsa ki vardır sizleri çin araştırdım buldum:))
"En sevdiğim bağlaç ki’dir. Yemek yerken ağzını şapırdatan insanlarla ayak üstü görüşürüm. Yalan, tabi ki söylerim. Zaman birimim, yumurta kapı mesafesidir, idareli kullanırım. Biriyle flört halinde ya da sarhoş diilsem mesajlaşmaktan hoşlanmam. Sarhoşken attığım mesajların aleyhime kullanılmasından hiç hoşlanmam. Yerde yanan sigara görürsem yolumu değiştir yine de söndürürüm. Düşene gülerim. Astrolojiye inanırım, inanmayanı inandırırım. çok üşenirim. Çok üşürüm, ellerim ayaklarım hep soğuktur. Karar veremem. Çabuk sıkılırım. Yazıların sonunu bağlayamam. Böle bok gibi kalır."


Ayşe özyılmazel ile ilgili bir yazsısı sondan 2.yazısı. Süper bir yazı yani bayıldım. Özellikle yazının sonunda kahkahayı bastım diyebilirim huhe:))) Bak Hande ne demiş orada aktarıyorum hemen:)) Bu arada Burhan Altontop'u özledim ben:))

Ayşe Özyılmazel hakkında söylicekleriniz nelerdir diye 100 ünlüye sorduk 5 popüler cevap arıyoruz,

Ramiz dayı:"ben çok overrated insan gördüm. ama bunun gibisini görmedim yeğen."
Behlül:"benimki yapmaz sana alerji"
Ali rıza bey:"kendi kızlarımdan çekmedim bu kızın libidosundan çektiğim kadar, bizim tekne kazıntısının adı da ayşe iyi mi?"
Burhan altıntop:"enaaam bi de kaset çıkarmış ya bu"
Durex:"sevgili neco ve sevgili oya germen, zamanında tanışsaydık bunların hiçbiri başımıza gelmezdi"

Huhe:)) Enaamm bir de kaset çıkarmış ya bu :D Böyle blogları yaşatalım ,koruyalım ,okuyalım enerjinize enerji katma ihtimalleri yüksek çünkü. Bonibonla intihar etmek gibisi yok diyenler hadi daha ne duruyorsunuz arkadaş. Kalkın çabuk tüm blog bayilerinden isteyiniz falan huhe:))
Devamı >>

25 Ocak 2010 Pazartesi

Erkeklerin kadınlarda nefret ettiği 8 giyim tarzı

Ni hao.:) Lazca'ya gerek yok Çince varken oo yee:)) Evet geçen gün kadınların erkeklerde nefret ettiği giyim tarzlarını anlatmıştım burada. Gülşah, "damatcım bir de erkeklerin kadınlarda nefret ettiği giyim tarzlarını ele alsan tadından yenmez, ballı lokma tatlısı gibi olur" dedi. Evet aynen böyle dedi. İşin içine ballı lokma tatlısı girdiyse ben de yazarım o zaman dedim. Evet bakalım bayanlar neler giyiyorsunuz ve biz erkekler beğenmiyoruz. Çeki düzen verin kedinize canım huhe:))



Kuyumcu dükkanı gibi gezmek falan:


Evet, zamanında kolundaki bilenzikler parmağında yüzükler şarkısını çok dinlemiş olduklarını varsayıyorum bu kitlenin. Güzel mi duruyor sanıyorlar acaba lan. İğrenç. Yaşı falan da yok bunun her yaştan gördü ben böyle 5-6 tane kolunda bilenzik böyle kalın kalın, abartılı küpeler, yüzükler. Tamam takılar kadınlar için ama çok fazla takıp takıştırmayın öyle, çok güzel bir görüntü olmuyor şıkır şıkır:)) Kaçar kısmetler huhe:)) Ayrıca büyük küpeler de güzel değil kafam kadar huhe:))

Kot pantolonun üstüne mini etek giymek falan:


Aha. Bunlarda son zamanlada türedi. 2002'den sonra? huhe:)) Ne arkadaş o öyle anlamak güç, bir de bunun uzun eteğin üstün mini etek giyen versiyonu var o daha felaket bir şey:)) Ya eteği giy, ya kotu:)) Bunlar aslında şu bizim apaçiler var ya onların kız versiyonu işte bu kotun üstüne mini etek giyen de:)) Pantolon etek diye bir şey var hani oradan mı çağrışım yaptı da giyiyorlar böyle acaba huhe:)) Hiç güzel durmuyor söyleyeyim:)

Kısacak mimi etek giyip eteğin orasını burasını çekiştirmek falan:

Bu bir giyim tarzı sayılır mı bilmem ama var bunlardan çok. İnsan demeden duramıyor ee be kızım madem giydin eteği hakkını ver çekişirme orasını burasını. Daha çok dikkat çekiyorsun öyle yaptıkça, herkese eteğe odaklanıyor, rüzgara duacı oluyor falan huhehe:)) Yani anlamsız bir olay, galiba son pişmanlık nye yarar demek gerekiyor giydin artık düştün kurtların arasında çekiştirmek ne fayda huhe:)) Sevilmeyen bir durum mini etek değil tabi , çekiştirmesi falan hoş değil:))

Beyaz çorap giymek falan:

Huhe:)Erkekler kro oluyorsa beyaz çora giyince kadınlar da olur beyaz çorap giyince o zaman. İş beyazda bitmiyor mu sonuçta. Beyaz çorap giyen krodur huhe:)) Okullarda falan beyaz çorap giyerler kızlar o tamam da, okul bittikten sonra giyer olmaz, ben şahsen beğenmiyorum, güzel değil. Bir de böyle kalınsa hiç çekilmez, göz zevkimizi bozmayın lütfen. Uzun beyaz çorap out huhe:)) Bunu sırf gıcıklık olsun diye yazdım aslında:)):D

Diline burnuna piercing takmak falan:

Sevmiyorum. İğrenç bence. Hiç bir estetiği de yok. Göbeğe takın takıyorsanız o daha güzel duruyor. Hadi burun bir nebze de dil ne lan:)) Bir de çok seksi falan diyenleri duyuyorum nersi seksi arkadaş, dilinde bir metal olan kız:) Hiç seksi kız görmemişiniz siz bir metallle tav oluyorsunuz. Laaaaan.! bir bırak git huhe:)) Böykk midem kalktı:))

Beyaz body giyip içine renkli sütyen takmak falan
:

Bu şekil giyinenler ya dikkat çekmeye çalışıyordur dikkati göğüslere çekme çabası yani ya da bildiğin salak:) Böyle giyinince içerdeki kütle lamba etkisi yapıyor parlıyor böyle ben burdayım diye. Hiç te güzel bir görüntü oluşturmuyor. Estetik değil bi kere. Bir de siyah hafif şeffaf ince giyipte içine beyaz giymekte aynı etkiyi yapıyor. Lütfen dikkat kızlar, yapmayın böyle şeyler:))

Saçlarını kısacaık erkek gibi kestirmek falan:

Heh bunu da sevmiyorum hiç ama hiç. İsterse dünya güzeli olsun hoşuma gitmiyor. Kadın dediğin şaçı olur arkadaş. Uzun böyle,omza falan değenler daha hoş ayrıca huhe:)) Lüle lüle uzun saç varken oğlan çocuğu gibi kestirip onu jölelemek ne iş? :) Hiç estetik değil, güzel de durmuyor yani güzel olduğunu sanıyosanız güzel değil. Elimi sevdiceğimin saçına dolayıp sevmedikten sonra neyleyim ben o saçı neyleyim ben o yari huhe:)) Neyleyim köşkü neyleyim sarayı içinde sen olmayınca var ayrıca bir de:))):D

Kilolu olupta dar body dar pantolon giymek falan:

Gerçek görüntü kirliliği işte. Acaba dar giyerse kiloları kapanır mı sanıyorlar veya daralır falan:)) Böyle herşey meydanda:) Baklava olmuş göbek, kaç çizgi olmuş sayıyorsun hatta huhe:)) 2-3 kat olanın gördüm ben. Şişman olmak ayıp değil ama böyle giyinirssen ayıp yaa, çevre kirliliği bildiğin. Greenpeace eylem yapsın lütfen huhe:))

Yaa kalımda 2 şey daha vardır unuttum düşünüyorum düşünüyorum aklıma gelmiyor:)) Biri çok bombaydır ama neyse canım:) 7-8 tane oldu galiba:) Daha da var kötü giyinen, kötü bir tarzı olan kadın çok malesef. Rüküş dolu her yer huhe:)) Size tavsiyem biri iki moda blogu okuyun, güzel tavsiyeler alın falan hiçbirşey bilmiyorsanız:) Blog olarak tavsiyemiz Nil Ertürk:) Güzel giyinmek insanın içinden gelir bence ruhu trend olacak insanın huhe:))
Devamı >>

24 Ocak 2010 Pazar

Rahat yazmanın norması


xela do üaoba lazca merhaba demek! =) Çince'den, Japonca'dan eksiği ne! Sanırım böyleydi lazcası :D.... Neyse uzun süredir blogmaniaya yazmıyordum. Zaten çok fazla yazmıyorum.. Kıh kıh! Uzunca süredir aklımda tanıtmak istediğim bir blog vardı. Hem de http://www.gazeversite.com 'da yazar arkadaşım. Rahatyazar diye bir blogu var. Endüstri mühendisliğinde okuyor ama bence o bölümle hiç alakası yok. Gazeversite'de ve blogunda yaptığı röportajlarla bir gazeteci havasına bürünmüş ama tabi ki de günlük tarzındaki yazıları onun için daha ön planda. Kimi zaman güzel mekan tanıtımları, kimi zaman içindeki duyguları, kimi zaman eleştirileri bulabilirsiniz ve gezip gördüğü yerlerden fotoğraflarla blogunu süslemiş... Blogu için baya uğraşan arkadaşımız "2010 sürprizlerle geliyor" diye yazmış ve bunu bizler de merakla bekliyoruz... Birçok ünlüyü bu blogda her şekilde de bulabilirsiniz. Ünlüler dikkat edin şansa bir yerden rahatyazar sizi şipşaklayabilir...

SİDİ BOU SAİD
Devamı >>

23 Ocak 2010 Cumartesi

Kadınlarin erkekte nefret ettiği 9 giyim tarzı

Ni hao. Artık biliyorsunuz anlamını söylemiyorum o yüzden:)) Çince bir şeydi, hellonun çincesi hatırlatma olsun:)) Nevett geldik zurnanın zırt dediği noktaya. Geçmiş tecrübelerimden yaralanarak bu yazıyı yazmaya karar verdim. Böyle hatalar yapmayın diye:)) Yoksa arkandan hayatım kalıbımı basarım gay derler kroooo deler, neler derler neler:)) Evet başlıyoruz. Are you ready:)


Derin v yakalı body, tshirt, kazak falan:

Bildiğin felaket bu lan. Yapılmaması gereken bir şey. Derin olanları ama kocaman böyle yaka. Bunu giydiğinizde demiştim ya arkanızdan ne diyecekleri belli değil kro da derler gay de:)) Bir de göğüsünüz kıllı falansa açmışsanız halka aman allah. Pis lan:)) Beğenen kadın yoktur heralde böyle bir giyim tarzını:)) Bildiğin fail:) Karşıma çıkmayın öyle vallahi ölümüne dalga geçerim huhe:)) İsmail YK'ya falan kurban olur tüm kızlar tüm erkekler böyle giyinse o derece kötü yani huhe:)) Bir kere böyle birini dövmüştü benim aileden biri ismi lazım değil huhe:)) Dayak yeme şansınızda var yabi bir kere tipten kaybediyorsun zaten her yaptığın göze batar:))

Dar pantolon, hatta tayt falan:


Erkeğim diye dolaşıyorsun sen şimdi bunu giyince öyle mi. Huhe huhe:))) Evde kahkahalarım yankılandı birden:)) Laaan.! bir bıraak git:) Böyle giyinen erkek mi olur, kalıbınızın adamın olun. Erkeğin malı meydanda olur diye bir söz var ama o kadarda değil lan. Sinirlendirmeyin adamı:)) Nasıl rahat gezer insan arkadaş öyle dar pantalonla falan, bildiğin tayt işte. Kalori falan yok sende olumm, git kestir daha rahat giyersin hem zaman:)) Pişik olur:)) Laannn.!:D

Yumurta topuk ve ucu uzun sivri ayakkabı falan:


Şimdi yeğenim hoş güzel de yumurtası falan ama modası geçti bunu artık. Şimdi ki kızlar sevmiyor arkadaş işte bunu, giymeyeceksin:) Belki kız beğendi seni ama baktı ayakkabılara ayyyy ıyyyy bu nee bee diyebilir. Kızları bilirsin çok zor beğenirler falan:)) O yumurta topuğun yere vurunca ses getirdiğini biliyorum, kızın yanında giymeyeceksin geleceğin için:)) Normal ayakkabı giy yeğenim farketmez bunu giyme yeter:)) Temiz olsun bir de ayakkabın oh miss, tüm kızlar senin huheh:))

Slip mayo falan:

Laann.! Teker teker gelin biri dar pantolon giyer biri slip mayo. Hepsi aynı familyadan aslında. Bu da kumsalda koşup oynayanlarından:) Genelde de bunu yaşı büyük amcalar falan giyer. Acaba o yaş kategorisi kadınlar öyle mi seviyor diye düşünüyorum bazen:)) İğrenç lan. Düşünmesi bile feci.:) Kısacası erkek adam slip mayo giymez, giyemez, kızlar da sevmez, bakıp gülebilirler sadece o kadar. Aha kızz Ayşe gördün mü, hiihihi. Ya da kaçarlar genelde:D Ama olumlu da yansıyabilir size bu. Genelde sevilmez nefrettt:)) Onu beğenen kız herşeyi beğenir bence:) Beyazda olursa tam felaket ayrıca huehh:)) Shit:)

Beyaz atlet, sıfır kollu dar body falan:

Bu beyaz atlet olayını ben çözemedim aslında tam ama sevilmiyor bilginiz olsun:)) Ama ben sevmem çok atlet giymeyi falan annem zorla giydirirdi üşüyeceksin oğlucumm diye:)) Onun yerine görünmeceyk şekilde düz bir tshirt giyiyorum iç tarafa oh miss:)) Sıfır kollu dar body iğrenç işte orası kesin. Bir de kas kütleniz çok iyi değilse iyice berbat bir hal alır:) İğneyle şişirilmiş aşırı kaslı da iğrenç bence. Seven kızlar vardır tabi ama genele bakarsak out lan out:)) Defoooll:)

Cep telefonunu kemere kılıfıyla takmak falan:

Bir tür facia daha işte. Neyini takarsın lan onu oraya.Eskiden daha çoktu ama hala var bunlardan görüyürum fazlasıyla. Bu nasıl bir eylemdir anlamak güç, koy cebine işte, paltonun,kabanın cebine veya:) Bildiğin kroluk emaresidir, kızlar sevmez bu hareketi, direkt kaybettin, istersen david beckham ol lan:))

Büyük yüzük, altın kolye bileklik falan:

Altın biliyorsun erkeklerde kim takar. kim? Muhabbet tellalı bildiğin pezevenkişte onlar takar:)) Evet öyle malesef bu piyasada onların elinde altın kolye, falan huhe:)) Hangi kadın sever lan altın kolye falan ıyy iğrenç:)) Erkek diyorlar bir debunlara allamm altın kadınlara özgü bir şey. Güzel bir deyiş var bu konuda. Bugün altın kolye takan yarın parmağına tek taşta takar, takarlar:)) Böyle parmağında yüzükte pek sevilmez ben de sevmem mesela takmam yüzük, sadece evlilik, nişsab falan yeterli, kuyumcu, gümüşçü gibi gezmemim manası yok. Erkek adam çok yakı takmaz o kadaaar:)) Saat yeter:)

Parlak şeyler giymek falan:

Parlak şeyler de giymez erkek adam. Sevmez kadınlar. Erkeğim benim diyecek sana, parlak parlak disco topu gibi yanar döner gezersen nasıl diyecek kız:)) Yanında da tutmaz zaten senin ayyy bi gitt yaa der sana :)) Eğer böyle giyiniyorsan sahneler seni bekler bebişimm huhe:)) Sahneler sana hasret, parlak parlak kariyer yaparsın huhe:))

Beyaz çorap efsanesi falan:

Bu bildiğin efsane arkadaş. Beyaz çorap neden bu kadar sevilmez anlamk güç. Onun yüzüne beyaz çorap alamaz oldu bu ülke erkekleri lan. Km attı bunu ortaya çok merak ediyorum:)) Tamam güzel durmuyor ama oladabilir bence. Direkt ayyy iğrençç kro denmez ki:)) Ama kadınlar sevmez öyle gelmiş öyle gider, beyaz çorapta yok beyler:)) Gidin paşa paşa siyah, lacivert falan giyin:)) Pembe de olmaz renkli dediysek:))

Yaz yaz bitmiyor:)) Kadınların sevmediği erkek giyim tarzları böyle işte 9 tane falan saydım heralde.:) Bunun br versiyonunu da yani erkeklerin sevmediği giyim tarzlarını da bir kadın blogcu yazsın:)) İsterse burada da yazabilir:)) Onun gözünden nasılmış bakalım:))

Ayrıca daha varsa söyleyin de öğrenelim bilmiyorsak:)
Devamı >>

Atanamadım nimet abla ne olur bizi ata abla | huhe

Huhehe:) Bugün sabah maillerime bakıyordum. Yine o meşhur forward maillerden biri "başlık şöyle başta tabi Fwd: var:)) "atanamadım nimet abla, ne olur bizi ata abla":)) Ne lan bu dedim önce, böyle içimi merak sardı açtım baktım linkteki videoya. Huhee süper. Bu arkadaş 2006 yılında matematik öğretmenliğinden mezun olmuş ismi Gökhan Karaoğlan ama hala kendine bir öğretmenlik kadrosu bulamamış. İzlediniz mi bilmiyorum ama ben çok sevdim lan:))

Onun üzerine bakan var yaa Nimet Çubukçu ona bir şarkı söylemiş. Daha doğrusu uyarlamış. Çok hoşuma gitti sabah sabah. Böyle yaratıcı insanlar keyfilnediriyor insanı. Böyle adamlar gerek milli eğitim sistemine:) İzleyin izletin huhe:)) Sözleri de aşağıda cicişler:))):D



matematikçi oldum atanamadım abla.
ya birazcık kadro ver ya beni dinle abla.
hep atandı sevdiklerim.
bekar kaldım nimet abla. vekil hoca yaptın beni.
dersaneye attın beni. ne yapayım sözleşmeyi.

hani nerde kadro abla. kpss yaktı beni.
ne olur bizi ata abla. bekar kaldım nimet abla....

atamalar oldu abla. yine gelmedi sıra.
yüksek lisans da yaptım. ne yapayım söyle başka.
hep atandı sevdiklerim. bekar kaldım nimet abla.
vekil hoca yaptın beni. dersaneye attın beni.
ne yapayım sözleşmeyi? hani nerde kadro abla.

kpss yaptık beni. ne olur bizi ata abla... :(((
bekaar kaldım nimet abla...
Devamı >>

20 Ocak 2010 Çarşamba

Raya | bu çiçekle her bahar geçer bence:P | Hatun Mania

Merhabalar:P:p Blogun headerı değişmiş daha ben bile yeni gördüm çoook değişik olmuş:P Neyse bizim bu Hatun Mania kategorisi vardı çok boşladım onu ben. Sizi bir güzelle tanıştıtacağım bugün yine. Bu kez ünlü değil. Muhtemelen hiçbiriniz de tanımıyorsunuz. Ama ne ünlülere taş çıkartır bu güzelimiz bana hal vereceksiniz.:P Duru bir güzellik karşınızda olacak:P Ben çok beğendim vallahi, allah sahibine bağışlasın haha:P:p


Bu güzel kızın ismi Raya. Ukrayna doğumlu. Ukrayna'nın bir cennet olduğunu bir kez daha bizim gözümüze sokuyor sanki Raya:P:p Ama kendisi İsrail'de yaşıyor şu an. İsralliler ne kadar şanslı değil mi haha:P Deviantart'ta gezinirken rastladım kendisine. Oha nan gerçke bulamaz bu diye bir tepki verdim ma içimde döndüm döndüm bir daha baktım. Ama bu güzellikten siz çekirgeler ve bloggerlar da haberdar olsun diye Hatun Mania kategorisine yerleştirdim:P

Bundan önce 10 tane falan galiba güzelden bahsettik ama bu onlardan da güzel:P Belki Miranda Kerr geçer onu:P:p Gifte yapmış şeker yaa haha:P Size kokulu kokulu öpücüklerini yolluyor. Kabul etmemek olmaz bence:P:p



Ay ay ay :P:p Yaşam ömrünüzü uzatır bu güzellik bence.:P:p İsrail'e bile kanı ısınır insanın o derece:P Güzel bir uyuku çekerim artık ben belki rüyalarda buluşuruz :P:p O sanatsal fotoğraflar için tekrar vereyim linki gözünüzden kaçar belki:P
Devamı >>

16 Ocak 2010 Cumartesi

İnternette kız-erkek ve ünlü-ünsüz ayrımı

Merhaba. Hepimiz internette dolaşan kah geyik yapan kah gülen eğlenen bazen de sinirlenen insanlarız:P Şimdi sizle paylaşacağım şeyi hepiniz bir şekilde farkına varmışsınızdır vay nan işe bak demişsinizdir. Ya da karşılaşıyorsunuzdur ama öğrenilmiş çaresizlik misali yani öyle gelmiş öyle gider düşüncesiyle pek ciddiye almıyorsunuz bunu. İnternet ortamdalarınaki kız-erkek ayrımı ve şimdilerde ünlülerin sosyal medya sitelerinde boy göstermesiyle ortaya çıkan ünlü-ünsüz ayrımı:P

Önce kız-erkek farkıdan bahsedeğim internetteki. Bunun için Friendfeed'i seçtim örneklem olarak. Ama önce örnek vereyim ben size giriş manasında:P Şimdi bir chat sitesine girdiniz, ben girmem demeyin diyelim ki farazi:P girdiniz. İsmimizi hımm Mehmet34 yaptık. Bekliyoruz. 5 dakika geçti hala bekliyoruz arada reklam yapanlardan başka gelen giden yok. 10 dakika olunca tak edip çıkıyoruz konuşan yok çünkü:P Şimdi bir de bir kız nicki ile giriyoruz yine aynı chat odasına. İsmimiz ise bu kez Aylin34 olsun. Login olur olmaz en az 5 kişi yazmaya başlıyor. Başınız dönüyor resmen bu hareketliliğe ve sürekli gelen istekler yine aynı anda 20 kişi birde akın akın gelmeye başlıyor, karşıdakinin bir kız olduğunu bilmeden, veya nasıl bir tip olduğunu bilmeden iltifatlar, hoş sözler:P:p Bu tip sitelerde erkek çoktur ondan böyle olur canım derseniz işte ana örneklemim Friendfeed'i vereyim size o zaman.

Friendfeed'ten seçtiğim konu başlığı profil fotoğrafı. Avatar yani. Şimdi Friendfeed'te ben profil fotoğrafı mı değiştirdim veya iki fotoğraf koyuyor hangisini seçsem sizce uzun mu kısa mı kestirsem saçımı gibi feedlerde, feedi açan eğer bir kızsa gelen liklar ve yorumlara bakın. Yok erkek açtıysa gelen yorum ve like sayısına bakmak yeterlidir. İltifatlar zaten gırla, sonra kızımız dışarda da kendini bir nane sanıyor ya o çok içimi acıtıyor neyse işte o örnekler.:P

İlk örneğimiz sevimli iki ayrı kızımızın açmış olduğu profil fotoğrafımı değiştirdim feedinden yorum ve like sayısını unutmayın gerekecek ileride:P



Şimdi de yine aynı siteden iki delikanlının açmış olduğu profil fotoğrafı girişi.Yukardaki yorum ve like sayısı arasında farka dikkat ama:P



Aradaki fark ortada. Bu az yorum alan delikanlıların abone sayısıda az falan değil biri 500'e dayanmış biri 700 lerde. O kadar da kişi takip ediyor yani.:P Zaten kızların öyle bir sorunu yok bir merhabası 50 takipçi toplar en az sıfırdan hem de:P:p Kız ve erkek ayrımı belli olmuştur galiba internette ki.:P

Yazı uzadı ama bir de bu ünlü-ünsüz ayrımına dikkat çekeyim hemen ben. Burda da tabiki Twitter'ı aldım ele hemen. Bakın ünlüyseniz Retweet yapılma sayısı ne kadar düz, sıradan bir cümle olsa bile herşeyi ortaya koyuyor bence:P



Bence "çay çok güzel bir içecek" dese bir ünlü en az 4-5 kişi retweet yapar bunu. Nasıl yapmaz, çay dedi güzel dedi, akla gelmemiş bir şey bu daha önce söylemdi kimse çayın güzel olduğunu, aşığım bu adama ya haha:P:p

Son, bu internette yaz kız olacaksın ya ünlü. Ama kız arkadaşlarımız alınmasın suç onlarda değil malesef, biz erkeklerde. Bir kız görüdüğümzde ağzımızın suyu akar hemen. Bir iltifat bi iltifat ederiz yaranalım diye. Tamam kadınlara nazik olmak gerek ama herşey karşıklı bence:P Durum bu yani ne olacak bu durum bilemiyorum, çok mu önemli değil ama olsun sorgulamak gerek:P:p
Devamı >>

Muharrem İnce TBMM konuşması | fazla söze gerek yok

Muharrem İnce CHP Yalova milletvekilinin TBMM'de yaptığı konuşmayı duymayanınız yoktur galiba. Çünkü doğrulara çok güzel bir şekilde değindi Muharrem İnce. 2002 yılında beri iktidarda olan AKP hükümetinin özeti ancak bu şekilde güzel bir şekilde yapılabilirdi. Sustu kaldı hepsi başta biraz tepki verseler bile.! Verilebilecek bir cevapları yok çünkü, her şey ortada. Telekom ortada. Özelleştirmeler ortada. Yolsuzluklar ortada, işsizlik ortada, açlık ortada.!



Belki hala izleyemeyenler veya duymayanlar vardır diye düşünürekten siz blogcularla paylaşayım istedim. Blogun güzel arşivinde bulunun istedim ayrıca. Bu adamların gerçek yüzünü suratına tükürsen de anlamaz ama umarım o %47 lik kesimden hala at gözlüğü ile bakmayanlar varsa onlara bir faydası olur. Bu günaha ortak olmaya devam etmezler.!



Konuşmada güzel bir sözü var milletveklinin. Akp'ye söylüyor. "ABD'den korkutuğunuz kadar Allah'ta korksaydınız şimdi bu durumlarda değildik". Belki de yüzlerce satırda anlatılacak şeyi Muharrem İnce 11 dakikalık konuşmasında mecliste dile getirerek bir çoğumuzun yüreğinde geçenleri kamuyoyuna açıklamış oldu. Belki oturup bir düşünü bu civanım ! delikanlı. Delikanlı görmesek:P Tüm konuşma aşağıdaki video da.









Konuşmanın yazılı metni ise şöyle;



“Çok garip bir şey. Neresinden başlayayım sayın milletvekilleri? Bu kürsüye her çıkan AKP’li 2002 öncesinden başladı, sürekli geçmiş hükümetleri eleştirdi ama kendi bütçelerini savunmaya çıkan birisi de 21/12/1987’den beri milletvekili, altı hükümette Özal hükümetlerinde, Yıldırım Akbulut hükümetlerinde, Mesut Yılmaz hükümetlerinde on iki yıl bakanlık yapmış birisi AKP Hükümetini savundu. Bu çelişki değil mi? Ortada bir gariplik yok mu?



Yedi yıldır bu kürsüde hayal tüccarlığı yaptınız. Yedi yıldır bu kürsüde sürekli aynı şeyleri tekrarladınız. Rakamları tersine okuttunuz.

2002’de ilk iktidara geldiğinizde, ilk işiniz gömlek değiştirmek oldu, sonra sakallarınızı kestiniz, sonra jeep’lere bindiniz, sonra orman içindeki villalarınızda havuzlarda yüzmeye başladınız.



Değerli milletvekilleri, ben size… Hiç kızmaya gerek yok, hiç kızmaya gerek yok; bu memleketten insan manzaraları sunacağım size.

Afyon’un Kışlacık Köyü; borçlarını ödemek için bütün köylü böbreklerini satışa çıkardı mı? Çıkardı.Diyarbakır’da kayıt parasını ödeyemeyen bir anne, okulun halılarını yıkarken düşüp felç oldu mu? Oldu.



Daha dün, Şırnak’a 38 doktor tayini yaptınız, 5 tanesi göreve başladı, 3 tanesi göreve başladığı gün istifa etti mi? Etti.

Erzurum’da hamiline arama kararları çıkarılıyor mu? Çıkarılıyor.

Muğla’da, Milas’ta Kore gazisi açlıktan ve soğuktan öldü mü? Öldü.

Erzincan’da görevlerini yapan yargı mensuplarına “Cemaatlerime dokunursan yakarım” dendi mi? dendi.

230 bin eğitim fakültesi mezunu bu ülkenin sokaklarında işsiz mi?

Gazeteler intihar haberleriyle dolu mu?

Memleket yangın yeri, millet ölmüş, bitmiş, siz hâlâ ne konuşuyorsunuz!

Başbakan, camdan okuduğu yazılarla pembe tablolar çizerek, milletin canına nasıl okuduğunu saklamaya çalışıyor. Böyle bir ortamda, Başbakan Yardımcısı “Civanım, delikanlım ne hâle geldi” diyor. “Civanım, delikanlım ne hâle geldi” diye bakacağına, güzelim memleketin ne hâle geldi diye ona bir bakmak lazım.



Değerli arkadaşlarım, çok değil, daha 2002’de Türk Telekom Türk müydü? Türk’tü. Siz bunu Araplara sattınız mı? Telsim’i İngilizlere, Adabank’ı Kuveytlilere, Kuşadası Limanını İsraillilere, araç muayene işini Almanlara, İzmir Limanını Hong Kongluya, Avea’yı ve MNG Bankı Lübnanlıya, TGRT’yi Amerikalıya, Süper FM’i Kanadalıya sattınız mı? Sattınız. Çok değil, 2002’de bunlar Türk müydü? Türk’tü; şimdi bunların hepsi yabancıların elinde.



Yedi yıllık iktidarınızda özelleştirmeyle sattığınız fabrika, tersane, tesis, liman, arsa, bina sayısı kaç, biliyor musunuz? Özelleştirme İdaresinden tek tek çıkarttım bunları. 721 adet. Bir Allah’ın kulu çıksın buraya, desin ki: Biz sekiz yıllık iktidarımızda bir tane fabrika yaptık. Baba malını babalar gibi sattınız ve mirasyedi bir hükümet oldunuz. Bir tane yaptınız mı, bir tane? Bana bunun hesabını verin.



Gelelim Tekel konusuna. Sayın Cemil Çiçek iyi bilir, oğlu orada, Sigara AŞ’de yönetim kurulu üyesidir, yakından takip ediyordur Tekeli. Siz Tekeli 292 milyon dolara sattınız.

Alan kişi 920 milyon dolara sattı. Aradan çok kısa bir sürede 608 milyon dolar kâr etti mi? Etti. Şimdi siz bugün neyi konuşuyorsunuz? Tekel işçisine vereceğiniz 25-30 milyon dolarlık parayı konuşuyorsunuz.



Biz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak Abdi İpekçi Parkı’nda, meydanlarda o işçilerin sorununu dinlerken siz oturduğunuz yerde milletin telefonlarını dinlediniz.

Değerli arkadaşlarım, Habur’da teröriste kibar, Ankara’da işçiye gaddar oldunuz. Bunu bütün millet görüyor. Size buradan tavsiyem şu: Bu barajı düşürün, yüzde 10 barajını.

Bakın, hazır yetki elinizde, hazır iktidarsınız. Bu barajı düşürmezseniz önümüzdeki dönem bu Parlamentoya gelemeyeceksiniz, benden size uyarması. (CHP sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)



Masallarınıza devam edelim. “Türkiye zenginleşmiş…” “Türkiye zenginleşmiş…”, Bu ülkede 10 milyon yeşil kartlı var, 9 milyon emekli var, 5 milyon asgari ücretli var, 6 milyon işsiz var. Bunlar mı zenginleşti? BAĞ-KUR primini ödeyemeyen esnaf mı, ürünü dalda kalan çiftçi mi zenginleşti? Kim zenginleşti? Bu ülkede zenginleşenler var, doğru; gemiciğini yürüten kaptanlar var bu ülkede, bunları biliyoruz. Girişim dehası bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı çocukları var ama sizin yatacak yeriniz yok, bunu unutmayın.



Değerli arkadaşlarım, hukuk sistemimizi altüst ettiniz. “AİHM ve Danıştay kararları ideolojik, ulemaya soralım.” dediniz. Silivri’de faşist hukuk, Silopi’de liboş hukuk, Deniz Fenerinde işlemeyen hukuk düzeni icat ettiniz.



Sayın milletvekilleri, “Sineyi millete döneriz.” diyenler sineyi Apo’ya döndüler. Sayenizde artık teröristler parti il binasını açıyor. İmralı’daki katil prensin odasına nem emici duvar kâğıdı döşettiniz. ABD’den korktuğunuz kadar Allah’tan korksaydınız bu memleketi bu hâle getirmezdiniz.



Sayenizde terminoloji değişti, artık teröriste “barış elçisi” diyorlar, profesöre “terörist” diyorlar, tarikatlar “sivil toplum örgütü”, sendikacılara “dinozor” diyorsunuz. Bu ülkenin içişleri Washington’da, dışişleri Brüksel’de, İncirlik ABD’de, ekonomi IMF’de, Başbakan gezilerde; manzarayı umumiye bu.



Sayın milletvekilleri, Sayın Başbakan “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.” dedi, çok doğru söyledi, çok doğru söylüyor, ben katılıyorum; Başbakan Yardımcısı “Bu ülkede tuzu kuruların çocukları doğuda askerlik yapmıyor.” dedi.

Bakın, sizin döneminizde Millî Eğitim Bakanlığında bir bakanın danışmanı Kahramanmaraş’ta çavuş olarak askerlik yaparken İLKSAN Yönetim Kurulundan 2 milyar 700 milyon lira maaş aldı. Hem yan gelip yattı, hem askerlik yaptı hem de sizin bürokratınız o öğretmenlerin sandığından maaş aldı. İşte Sayın Başbakan burada, araştırsın, yalanım varsa, yanlışım varsa bu kürsüden, gelip özür dilerim.



Biz, yedi yıldır bu kürsüde gece sokağa aç yatan çocukların, tenceresi boş kalan anaların, çocuklarına harçlık veremeyen babaların haklarını savunmaya çalıştık; parklarda direnen işçilerin, ürünü dalda kalan çiftçilerin, geçinemeyen emeklilerin sesi olmaya çalıştık.



Siz koltuklarınıza alıştınız, ne yazık ki aşınıza haram karıştırdınız, ne yazık ki öğrenciler, öğretmenler, avukatlar, eczacılar, işçiler, memurlar sokakta sesli yürüdüler, ama bu ülkede bazıları sessizce yürüttü.



Şimdi sizlere sesleniyorum: 72 milyonu dinlemeye muktedirsiniz.

O şovu gel bir kere de sen yap Çerçi! Sen devlet hastanesindeki röntgen cihazını boz da senin özel hastanenden para kazan biraz! Sen o işe bak!



Sayın milletvekilleri, yandaş medyanızla birlikte yargıdan önce infaz yaptınız. Bunu yapmaya muktedirsiniz. İş adamlarını vergi silahıyla ezmeye muktedirsiniz, kendi zenginlerinizi yaratmaya muktedirsiniz, Tekel işçilerine biber gazı atmaya muktedirsiniz ama sürekli mağdursunuz! Yok darbe yapacaklar, yok suikast yapacaklar! İki tane adresi ezberleyemeyen adamdan suikastçı mı olur?

Bırakın bu Berlusconi sendromunu! Berlusconi bir yumruk yedi, yedi puan arttı diye! Bırakın bu işleri! Memleketin gerçek sorunlarına dönün, kurumları çatıştırmayın, çatışmadan rant elde etmeye kalkışmayın. Gerçek gündem, işçiyi, memuru, çiftçiyi düştüğü bu karanlık kuyulardan kurtarmaktır. Sizler bunu yapmalısınız.



Ben son olarak sizlere şunu söyleyeyim: Siz biraz sonra “Bu kürsüdekinin boynunu vurun, tez susturun, telefonlarını dinleyin, peşine polis takın.” diyeceksiniz. Siz de “Padişahım çok yaşa, padişahım çok yaşa!” diyeceksiniz.

Ama size şunu söylüyorum: Sizin için tek yer şudur, Meclisin önüne Yüce Divana gitmek için otobüsler yanaşana kadar bağırın, ondan sonra bir daha böyle bir hakkınız olmayacak”
Devamı >>

15 Ocak 2010 Cuma

İnsanlar neden blog yazar? | dev araştırma

Ni hao:) Japonca'dan sıkıldım çince merhaba diyeyim dedim bu kez huhe:) Nihaha gibi bir şeymiş bu Çinçinlerin merhabası:) Ne kadar nihaha tarzında bir giriş yapsam da içim kan ağlıyor içerik onun için eğlenceli(!) olur mu bilmem. Biliyorsun ben ciddiyeti hiç bozmam yazarken, yine öyle olacak hehu:)

Benim büyük bir ekibim var bu yazıyı yazayım diye tüm Türkiye'de araştırmalar yaptım gizliden blogculara yönelik. Onların haberlei yok çok gizli tekniklerimiz var huhe:)) Neyse işte araştırma konumuz insanlar neden blog yazar? Amaçları nedir blog yazarken. Bu araştırma sonucunda bir çok cevap aldım tabi ki. Bunları oturduk ekibiz ile kategorilendirdim güzel bir çalışma çıktı ortaya. İşte o kategoriler.! huhe.!


1.Ben sadece kendim için yazıyorum diyenler:

Böyle bir kitle var evet. Ben kendim için yazıyorum kimse okumasa da olur yoruma falan da gerek yok, kendim çizer yazarım, istersem yorum da yaparım cevaplarım bile kimseye ihtiyacım yok benim:)) Huhe bu kadar değil tabi ama yani günlüğün bloga taşınmış hali bunlar. Ama her ne kadar böyle deselerde blogunda yazdığı kişisel şeylerine öneriler, beğeniler veya yorumlar gelmeye başladıktan sonra bu düşünceler değişmeye başlayabilir. Ama o hala kendi için yazıyordur o değişmez:)) Değişmesin zaten o da hiç:) Böyle diyenlerin aşırı olanlar, bence blogunu gizli yapsın en iyisi huhe:))

2. Çok paylaşımcı biriyim paylaşmadan duramam diyenler:

Bunlara kısaca paylaşımcı blogcu diyoruz:) Ne bulsalar ne görseler paylaşmaktan birilerine anlatmadan duramazlar bunlar. Çok hareketlidirler. Mesela bir video mu gödü komiğinden falan hemen aayyy benim paylaşıyım da herkes izlesin gülsün canlarım benim yaa düşüncesi hakimdir genelde huhe:)) Veya ilginç bir olay mı yaşadı hemen anlatırlar. Bu özellikleri yüzünden çok sevilirler, bağıa basılası blogculardır bunlar huhe:))

3. Hobi için, eğlenmek için yazanlar:


Ben de bu kitleye giriyorum işte. Eğlenmek için hobi amaçlı bloga yazmak. Uçan kuşa yazarız biz huhe:)) Blogta nedirmiş canım:)) Bu kitleyi de çok severim ben. Yerim yeim durumları. Fazla kasmadan yazarlar, oo yee eller havaya durumları çoktur bu bloglarda. Sevilesidirler huhe:)) Genelde bir nebze komik insanlardır, sohbet havasındaki yazıları sizi sizden alırlar. Yaşları genelde genç olsa da genç olmayanları da varsa bile ruhları hep gençtir:)) Ama bu kitleyi bekleyen bir sorun var ileride çok gülmekten ağızları kocaman olabilir:)) Az somurtmak lazım o da gerek huhe:))

4. İş olsun diye blog yazanlar:

Böyle amaçsız bir kitle de var evet. İş olsun torba dolsun diye blog yazarlar bunlar. Belli bir amaçları yoktur. Genelde işsizlikten veya can sıkıntısından dolayı blog yazmaya başlamışlardır. Bu sıkıntıları gidince arkalarına bakmadan giderler bırakıp bloglarını. Pek sadık değillerdir. Bloguyla kendisi arasında bir ilişki kurmazlar, blogunu kullanıp bir kağıt mendil gibi atarlar yani ansızın. Vicdansızlar:))

5. Sevgili-manita falan yapmak isteyenler:

Damatcım kuzucum bu da nedir var mı böyle oluyor mu bloglarda böyle şeyler derseniz. Oluyormuş ben de duyunca çok şaşırdım,"vay babanın kemiğine ne diyonn vayy " huhe:))) Bloglarda fotoğraf paylaşımı karşıklı etkileşimi artırıyormuş İsviçreli bilim adamaları araştırmış:)) Sonra işte msn, telefon falan diye gelişir bu işler. Blogları amaçlarından saptırmayalım lütfen ama:)) huhe:)) Böyle bir kitle var evet. Nişanlanan bir çift varmış bi dost demişti sanki bana da. Tüm dedikodular onda ayrıca huhe :) Bir efsane var ayrıca söyleyeyli bloglarda kızlar kendi teklif ediyormuş diye yazmya başlayanlarda var huhee:))

Daha çok kategori var tabi. Yoruldum lan. Sen hangi kategoridensin peki hacı? :) Korkma bana açılabilirsin sevgili blogcu:))
Devamı >>

13 Ocak 2010 Çarşamba

Facebook şifresi | Kızlara dersler 2

Hola.! Yepyeni bir dersimizle daha beraberiz kızlaar:) Geçen ki yazımızdaki taktik sonucunda duyduğuma göre etrafta ne var ne yoksa süpürmüş hatta birini bırakıp birinin peşine takılmışsınız tabi anladınız olayın özünü nasıl olsa diyorsunuz değil mi huhe:)) Sizi gidi çakallar:)) Niyse yoldan geldim yorgunum ama aklımdayken yazayım, şu an oturuyorum beklemedeyim zaten nette:)

Damat Ferit'ten kızlara derslerdeki bugün seçtiğim konu ise Facebook şifresi. Ne bu kuzumm damat, facebook şifresi:) Facebook şifresi işte bildiğin şifre bilmem kaç haneli. Bu şifrenin beğendiğimiz erkeği elde etmede ki görevi ne olabilir ki diye kafanıza soru işaretleri çıktı biliyorum:) Hemen açıklıyorum karanlıklar aydınlığa kavuşsun hemen:))


Facebook şifresi burada beğendiğiniz konuştuğunuz kişiye şifrenizi verip vermeme de önem kazanıyor. Yani o yahuşukluu gence şifreyi sizce vermek mi gerekir. Bu karşı tarafı çok mu memnun eder. Ayyy canımm yerim yerim bana facebook şifresini mi verdi mi der? huhe:)) Evet diyenler olabilir ama bunlar krodur lan bildiğin ne yapayım ben kızın şifresini falan hiç sevmem ben şahsen:) Güvenmiyorsan olmasın baştan zaten. Şifresini isteyen erkekte veren kızda bi bıraksın gitsin arkadaş.:) Bugün şifresini veren yarın telefonu karıştırır oğlanın, isteyen de kızın çantasını karıştırabilir bence:)) Bak size kendimden örnek vereceğim şimdi iyi dinle:))

Bu yaz, yaz aşkım şarkısnı daha anlamlı kılmak için çeşitli denemelerde bulundum. Gençlik işte hehu:). Bunların 4'ü ile gönül ilişkisi başlatma kararı aldım. Ama hepsi de bana 4-5 gün içerisinde facebook şifresini şakatuta verdi hemen. Evet öyle hemen şakatutan huhe:))Ben istemedim:)

Bazısının bahanesi ayyy damat şunun şurası şey olmuş nasıl yapcem al sana şifre, genelde de al sana şifremi vereyim de fotolarıma bak negzel di mi:)) Göndermekle uğraşmayalım en gzel pozumm hangisi sence gibi :))) Lan yanak yanağa foto çekilelim demiyorda bak diyor bahaneye bak şifre vermek için:) Hiç sevmem lan huhe hehu derim hemen. Ahh yavrum bana şifresini de verdi ne hadaar güveniyor bana dememi bekliyorlardı acaba. Demem.! huhe:)) Çok kroca. Kro kızlar çoooook (o ların sayısı daha fazla huhe:D)

Bir de yeni tanıştığım bir kızımız var. Benim aşkımla yanıp tutuşuyor, damat damat diyor da başka bir şey demiyor yani huhehe:))) Hıı işte ama bu kızımız hiç facebook şifremi sana vereyim mi veya bunun gibi kroluklar yapmadı bana, tam tersi espriler, şirinlikler, yaptığım utanç verici Türkçe yazım hatalarını düzeltmeler falan yaptı. O zaman işte yerim yerim dersin, Ferhat gibi dağları delersin falan:)) neyse o işte öyle böyle değil. :)) Küçük oyunlar yok, aynı ben, ben de çakalım o da çakal huhe:)) Kısaca daha olgun bence:) Şifreyle olacak işler değil bunlar:)

Anlayacağımız sevgili kuzucuklar, erkeğin kalbine giden yol hep midesinden geçmez demiştim ya size geçen ki dersimde hıı bunu da unutmayın facebook işte bilmem msn şifresinden de geçmez. Facebook şifresi ile karın mı doyar huhe:))

Ve bu dersimizi de bir özlü sözümle bitirmek istiyorum. Tarihe geçecek bu söz. Bundan 100 yıl sonra ünlü düşünür blogger Damat Ferit said that: "Bugün facebook şifresini veren yarın kim bilir nelerini verir" uuuu:)) huhe:))

Böyle küçük oyunlarla bir şey elde etmeniz zor yani, basitleştirir sizi bu onun karşısında ve ipleri de daha başından verirsiniz o yahuşukluya o da sizi kukla gibi bir oraya çeker bu buraya, sonra da vah başımm vah anam dersiniz gidince arkasından. Ama genelde ben de bulamdığın neyi buldun ondan neyim eksik benim. Biraz düşünce biraz da zeka huhe:))

Az cool olun kendinize güvenin şifreyle olacaksa olmasın :)) Kapıdaki sergiye üç beş kuruş atarsınız artık blogun doğalgaz faturası gelmiş :))
Devamı >>

10 Ocak 2010 Pazar

Kadın blogları (Moda, örgü, alışveriş) yazılarınız çalınıyor.! | Şimdi engelleme zamanı.!

Evet yazılarınız çalınıyor. Öyle kopyala yapıştır da değil. Direkt botlarla çekiyor yazılarınızı. Siz yazar yazmaz hem de. Rss'ye düştüğü an. Eee tabi bu siteleri hazılalayanlar cin olduklarından çaldıkları yetmiyormuş gibi bir de sizin içeriğinizle Google'da ön sıralara çıkıp hit yapıp, para kazanıyorlar Google reklamları üzerinden. Yani hırsıza reklam da veriyorlar.!

Böyle 3-4 site tespit ettim ben. Özellikle kadın blogcuların yazılarını çekiyorlar. Daha çok işte el işi, modaya yönelik, yemek blogları, alışveriş, örgü- dantel bloglarının içeriklerini sizin RSS'niz üzerinden çekiyorlar. Şimdi buna bir son verme zamanı bence. Özellikle dediğim gibi yemek, moda, örgü yani kısaca kadın blogları dediğimiz kategorideki blogcular yapsın bunu. Rss akışımızı kapatmayacağız tamamen, sadece kısa bir özet göstereceğiz rss ye giden yazımıza. Böylece hırsız yazıyı çekse de içeriğimizin sadece ilk 255 karakteri çekebilecek küçük bir bölümünü ilk paragrafın yarısı kadar bir şey anlayacağınız.


Şimdi bunu nasıl yapıyoruz onu anlatacağım çok basit. Resim'de gördüğünüz gibi olacak 1-2 ve 3 nolu adımları izleyeceksiniz.Önce Ayarlar, sonra Site İçerik Takibi, işte burada ki "Tüm" kısmını "Kısa" olarak değiştiriyoruz. Değiştirdiğimiz andan itibaren bundan sonra yazacağımız yazılar Rss'ye kısa bir özet halinde düşüecek tamamı değil. Ama bu sizi sadece Reader üzerinden takip edenler için sorun yaratabilir. Onlar da bir zahmet reader da bloga tıklayıp bloga girip okusunlar. Aksi takdirde blogger blogları için bu çalıntıya karşı bir önlem yok başka. Yazılarınız çalınmaya ve birileri sizin üzeriniziden nemalanmaya devam eder. Bence kesinlikle yapın bunu.!

Şimdi rssmizi kısıtladık. Bunu yapanların yanına da kar kalmasın değil mi. Gerekli yerlere şikayet etmeli bunları. Şimdi vereceğim sitelerin hepsi Google reklmalarını kullanıyor. Önce onları Adsense'ye (Google reklam servisi) şikayet edeceğiz. Nasıl mı? Aşağıdaki sitelere girdiğinizde reklamların sağ alt küşesinden Google reklamları yazar oraya tıklıyoruz bir form sayfası açılacak. Açılan sayfa da alt tarafta "Biraz önce gördüğünüz site veya reklamlarla ilgili politika ihlalini bildirin" diye bir ibare var oraya tıklıyoruz. Oradan web sitesini seçiyoruz ve resimde gördüğünüz gibi yanına yıldız koyduğum yerleden sadece birini seçip, ağağıya da el bilgiler bölümüne blogunuzun adresini ve bu sitenin RSS botları aracılığıyla blognuzdan ve diğer bir çok blogtan yazılar çektiğini, çalıntı içerikle kurulmuş bir site olduğunu belirtin. Mail adresinizi yazın gönderin.


Bu birinci şikayet yerimizdi bir de şimdi vereceğim Google Yasal bir durumu rapor etme

bölümünden gerekli bilgileri girip şikayet edeceğimiz sitenin adresini oraya girip url şeklinde yani "http://" olacak başında. Sorunumuzu ora yaz yaıyoruz yine blog adresimizi de belirtip. Yukarda Sözkonusu web sayfasının urlsi yerine şikayet edeceğimiz sitenin adresini yazıyoruz aman:P İhlal edilen yasa bölümüne ise "5846 Sayılı Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu" diyoruz. Resimde de görüyorsunuz.(Resme tıklayın büyüsün:P)



Bir de on olarak Google Blogger Yardım forumlarında Genel Sorunlar bölümünnde bir başlık açarak bu siteleri şikayet ediniz. Yorumlar yaparak benimkini de çaldı gibisinden:P canlı tutunuz yerin dibini bulsun bu hırsızlar:P:p Umarım:P

Ayrıca unuttum bunu buraya da spam site bildirim yerine yine aynı şekilde şikayet ediyoruz. Spam site bildirme. Burayı da ihmal etmeyin aynı şekilde yapıyoruz yine.

Evet biz yapacağımız yaptık sadece sizin yapmanız yetmez ama bunları bildiğiniz sevdiğiniz blogcu arkadaşlarınıza da söyleyin uygulatın:P Bu sayede bunlar RSS'den çekecek içerik bulamaz ve yapılacak birüsürü şikayet ile belleri doğrulamaz olur, kapanır giderler. Ne kadar çok şikayet o kadar çok etkili olur yani. Ben şikayet ettim mesela bir blog adına:P Tanımıyorum ama çalmış adam işte görevimi tamamladım bloglar için:P Hadi bakalım blogspot bloglarının özgürlüğü için:P:p


Son olarak şunu da belirteyim RSS'de yazılarımızın hepsinin gitmesini engellediğimiz zaman RSS'ye yazılarımız şu şekilde düşecek yazılarımız kaybolmuyor burada sadece RSS'ye bir özet gönderiyoruz sadece. Yazının tamamı blogta kalmaya devam ediyor:P Bknz Malın Gözü:P Yukarıda:P up:P

Şikayet edeceğimiz siteler ise şunlar:

orhancelik.net
dantelorgum.com
banyodekorasyonum.com
mutfakdekorasyonum.com
bayanmoda.net
el-isi-ornekleri.blogspot.com
anlatimlidanteller.com


Benim tespit ettiklerim bu kadar. Daha da bildiğiniz varsa paylaşın ekleyelim buraya. Bir sorun yaşayan olursa yardım ederim hemen:P Bunu paylaşın şikayet edin. Bana dokunmayan bin yaşansıncılık yapmayın blog yazmayı seviyorsanız destek olun:P:p
Devamı >>

9 Ocak 2010 Cumartesi

Damat Ferit'ten Kızlara Dersler | Ders 1

Gezdim, dolaştım dağ tepe, orman, cafe, gördüm ki bazı kızlarımız erkeğin kalbine giden yolun sadece midesinden veya uçkurundan geçtiğini sanıyor. Halbuki kazın ayağı öyle değil.:) Bir zamanlar bu sayfalarda kız tavlama teknikleri yayınlandıysa şimdi de gayet tabi erkek tavlama teknikleri yayınlanabilir arkadaş. Hem de içerden birinden bir erkekten, tüm sırları siz güzel kızlarımız için açıklayacağım huhe:) Bu derslerimizin 1.si oluyor tabi. Dikkatli dinleyin:)

İlk dersimizde ele alacağımız erkek tipi eylemci.! erkek tipi olacak. Anarşik de diyebiliriz buna. Veya veya siyasetle falan ilgilenen Kurtlar Vadisi number one dizisi olan hatta bunların Ezel de izledikleri rivayet edilir:)) Baştan belirteyim İsmail Yk gençliğinden bahsetmiyorumi takım elbiseli biraz daha büyümüş olanlardan bahsediyorum:) Ama bu erkekler böyle siysaet anarşi falan ilgilense bile aralarında beğendiğiniz yahuşuklu bir genç çıkabilir. Diğerlerinden farklı bu eylemciler, nasıl tavlayacaksın nasıl aklına gireceksin ki acaba. Var mı bir fikrin peki?


- Evet var bir fikrim. Parfümüm biber gazı benim. Kendime bir tane cop aldım. Hatta biz kızlar toplandığımızda biribirimizi coplarız, siyaseti çok severim. Kamer Genç ne sempatik.!

Dan.! Yanlış cevap. Olmaz böyle Kamer Genç ile falan.:))

Bunlar biraz eski kafalıdır. Bildiğin eski kafalıdır. Ama böyle kro tarzı olanları çok yoktur bu anarşiklerin, siyaset meydanınına gelesicilerin:) Modern dünyaya ile eskiyi harmanlamışlar arada gidip gelirler. İki tarafa da ait değiller aslında. Hem modern hem taşra zihniyetine sahiptirler. Gel gitler çok olur yani. Evet kızlar avınızı tanıdınız umarım az da olsa.

Bunlara öyle cicişler tarzında davranmayacaksın güzelim. Hiç sevmezler bu tarzı. Aşkitomm falan hiç söylemiyorum bile. Canım tatlım, falan yeterli abartmayın deli bunlar huhe:))) Ağır abidirler yani genelde, ama siz böyle aşırı ağırlardan uzak durun sonra sinirlenir çeker vurur falan sizi huhe:)) Ortasına aşık olun:)) Orta yol iyidir zararsız:)))

Bunlarla oturup mesela Kurtlar Vadisi falan izleyin, beğenmeseniz de hatta izlemeyedebilirsiniz ama yanında olun mesela o arada siz meyve falan soyun yedirin huhehe:)) Tabi bu tavladıktan sonra olay. Tavlamak için ise işiniz çok zor, hele bir de yakışıklı olduğunu biliyorsa bu genç herkesi beğenmeyebilir. Ben seçilmem seçerim ayaklarındadır yani.

Tavlamak için şirin gözükün, hatta komik olun biraz, kendisi gibi ağır kızları sevmezler çok, ağır olmayın dediysek hoppa demedim huhe:) yani şirin olun işte, iki üç espri yapın tatlı davranın, aklı gitsin huhee:)))

Gençliklerinde çok çapkın olmuşlarsa bile bu tiplerden iyi aile babası olur bence. Hem modern hem eski kafalı yaa iyi dengeleyebilirler hayatı. Zihin olarak belki böyle karışık kuruşuk işlerle haşırneşir olduklarından daha da oturmuştur, olgundurlar diğerlerine göre, öyle çok boş işlerle de uğraşmazlar kendilerine göre tabi:) Başkası siyaseti boş iş olarak görebilir tabi huhe:))

Bu tip adamlara daha evlenmeyi falan düşünmüyorsanız yaklaşmayın uzak durun lan. Fazla eğlenceli olmayabilirler. İş,güç bu anarşik şeyler yüzünden dert tasa yapablirsiniz genç yaşınızda:)) Yok evlencem ben diyorsan yaşım geldi evlenmem gerek şarkısını sürekli dinliyorsan olabilir eğer tipinse tabi. Ama zor en zor bunlar. Anlaması zor geçinmesi zor herşeyi zor. Zor babam zor. Her gün görüyürum ismi lazım değil birini, zor lan herif kızlara neler çektiriyor:))

Onunçün, yahuşuklu diye kanmayın hemen, değişik şeylerle karşılaşmaya hazırsanız gidin bir cilve falan yapın. Tüm erkekler de işler cilve istinasız:))) Çokta naz yapmayın ayrıca bunlara. Kaçan kovalanır miti var ya o bunlara işlemez, öyle kalırsın ortada. Ne olduğunu anlamazsın.

Bir de ben hangi kategoriye giriyorum bilmiyorum. Bu değil zaten. Şahsıma münhasrımı ben galiba biraz:)) Hadi bakalım çalışın bunları soracağım. Sorusu olan yazsın, cevaplayalım:))

Polat Alemdarlar kovalasın sizi huhehe:))
Devamı >>

7 Ocak 2010 Perşembe

Sycorox | kaçıklık konusunda doktora yapmaya hazırlanan blog

Merhabalar sevgili seray severler. Dersimi çalışıp, Işık ile ılık süt içip, Emel ile bal yedikten sonra bir blog tanıtım yazısı ile ben sevgili yazarınız, ailenizin biricik damadı Damat Ferit karşınızda şimdi huhe:)) Bu bloglardan bahsetme işini pek iyi yapamasam da güzel, sevdiğim insanların bloglarını siz sevgili kelebeklerine anlatmadan duramıyorum:) Ben sevdim siz de sevin hesabı yani.

Uzun uzun zamandır taa pireler berberkenden beri blog yazmasına rağmen nasıl gözden kaçar anlamam ya arşivlere baktım bu güzelim blog yok. Ben de buna bir son vereyim diye, sevgili Sycorox'u sizlerle tanıştırayım istedim huhe:) Evet ismi Scyorox. Sordum neden Sycorox diye, cevap hiç bir anlamı yok uydurma bir şey oldu:) Sen de bir anlamı var sandın benim gibi değil mi sükutu hayale uğradın falan huhe:) Sayko geliyor aklıma ama benim Sycorox deyince hemen ama:)) Onla ilgi alaka kurmuştum ben ilk bir de süper bir kahraman canlanıyor gözümde Sycorox diye nedense huhe:))


Sycorox'un blogu cici mi cici bir blog. Böyle çiçekler böcekler falan cirit atıyor blogun içinde. Sanırsın kelebek uçacak bıraksan huhe:)) Üstteki cümledeki yalanları bulunuz:)) Sadece cici bir blog olduğu doğru kedi köpek fare, çiçek yok blogta. Gayet siyah kara bir blog. Yazılar ama karamsar değil, yemede yanında yat cinsinden tam size göre bana göre yazılar var. Çoluk çocuk ailecek oturup takip edebileceğiniz kara ama şirin bir blog. Yazarı çok şirin blogu da ona çekmiş huhe:)))

İstersen bir de Sycorox'un ağzından blogtan bekleyebileceklerinizi yazalım. Evet Sycrox sana bağlanıyoruz... "-Iıı iyi günler ıı sayın Kırca pardon Damat Ferit. Öncelikle, Çok mantıklı konular arayanlar okumasın, aksi taktirde;sinir stres, ne haltına car car yazıyo gibisinden etkiler yapabilir. Bu tip etkiler görünce doktora başvurmakta faide görüyorum ben...Bir blogdan etkilenip gaza gelenlere, onun dışında fazla önemsemeyin, ben de önemsemiyorum zaten;) Damat?"

Evet sevgili Sycrox Ankara'dan bildirdi bize blogu hakkındaki düşüncelerini. Sıradışı bir blog mu istiyorsun bıktın mı çıkmayan kahve lekelerinden, kadın dırdırından, çapkın erkeklerden işte Sycorox oku ve kendine gel huhe:))) Bu güzel kız blogunda en çok nelerden bahsediyor peki. İşte sizin için araştırdık bulduk, işte o etiketler. En çok müzikten bahsediyor, müzik vazgeçilmezi müziksiz bir hayat tekersiz arabaya benzer felsefesini benimsemiş, yani yürümüze gitmez :)) Sonra hemen arkasına filmler geliyor. Çok kültür sanat içerikli bir blog gördüğün gibi.:))


Ayrıca yine Sycorox moda köşesi ne giydim çıkardım var, bitmek bilmeyen diyet kariyeri de ilginizi çekecek diye düşünüyorum huhe:)) Bir de taş erkek kategorisi var ki bizim Hatun Mania gibi yani huhe:)) Sycorox'un özel koleksiyonu kızlar hoşunuza gidcektir eminim :)))

Yaz yaz bitmiyor Sycorox'un blogu çok yönlü çok. Bu kriz zamanında böyle blog valahi maşallah :) Bir de istekleri var onları da dile getirelim, Allah kabul etsin amin huhe:))

"Artık kutuplarda penguencikler üşümesin istiyorum, Ama küresel ısınmayada bi dur! densin istiyorum! Beden derslerinde Ebru Şallıyla pilates yapılsın istiyorum.. Syco incecik,fit ve seksi bütün hot erkek neslini peşinden koşturan hatun olmasını istiyorum..Prag'a kışın gitmek istiyorum..Trenle avrupayı dolaşmak istiyorum... Seksi, aklıselim her dediğimi yapan bi adam istiyorum:P Kyra'yı artık mutlu görmek istiyorum..Javier Bardem'in Penelope'yi terkedip psikopatım olmasını istiyorum..."

Çok masum istekler değil mi :))) İnanırsak olur bence huhe:)) Son olaraktan blogtaki sağ tarafta buluna görsel çok hoşuma gitti çok yaratıcı harika:)) Yazı da bitti burada galiba yazmadık şey bırakmadım:))
Devamı >>

6 Ocak 2010 Çarşamba

A softer world | güzel bir site

Güzel bir site buldum. Bence çok güzel. Formspring.me den soru soruyorsunuz ya birbirinize bu da ilginizi çekebilir soru sormuyorsun bunda tabi ki. Burada sadece 3 benzer fotoğraf karesi ve anlatılan bir hikaye var fotolar üzerinden. Çok güzel çalışmalar çıkarmışlar ortaya ben pek beğendim. Kısa ve öz. Küçük ama etkili. Çok büyük bir arşivleri var gez gez bitmiyor. Canınız sıkıldığında boş vaktinizde bakabileceğiniz güzel bir site yani:P:p Ben epey bir takıldım. Komik şeyler mevcut genelde, komik derken ince gönderemeler anlayana tabi:P:p

Örnekler vereyim mesela beğendiklerimden bir kaç şey. Bu ilk fotoda yazan şeyleri kendi çapımda Türkçe'ye çevirip uyarladım biraz çok hoş oldu bence:P:p "Geleceği gösteren bir kamera buldum ve de bir radyo tam şimdi, çok güzel herşey sen gittiğinden beri, merak etme zaten yağmur da dindi.!" Orjinali ise aşağıda:P


Bir iki tane daha paylaşayım isterseniz. Seviyorum böyle siteleri. Değişik konsepte olan. Hep birbirinin aynısı sitelerden sıkıldım artık, değişim iyidir her zaman için,dinginlik verir insana:P:p İyice feyezofa bağladım nan ben de bir formspring.me sayfası açıp geyiğe mi bağlasam mı ki:P Hakan gel kurtar beni, şebeklik yap haha:P:p Neyse konuya dönelim. Evet diğer çalışmalar da şu şekilde oluyor.


Bu da çok hoşuma gitti. Ah diye başlamıyor mu bi de. Çok derim manası var o ah'ın:P:p Sıradaki de pek anlamlı bence.


Az çok anlamışsınızdır anlamlarını pek yüksek ingilize gerektirmiyor çünkü cümleler. Sitemizin isimini de vereyim A softer world adı, adı da çok güzel, çok uygun konsepte. Diekt arşiv sayfasının linkini verdim seç beğen bak oku yaz:))
Devamı >>

5 Ocak 2010 Salı

The melancholy death of oyster boy - Tim Burton | harika

Bir şey öğrenmenin yaşı olmaz derlerdi de pek sallamazdım aman ya hadi canım sende derdim huhe:) Mesela dün miksaj neymiş onu öğrendim, sesi daha kaliteli hale getiriyormuş mesela, az önce de bir şiir kitabını varlığından heberdar oldum. Allahım harika harika, ben yazsam bu kadar güzel yazardım ancah huhe:)) Nasıl duymadım görmedim, kendimden utanıyorum şu anda. Çevrem kötü hep ondan:) Şiir kitabını adı "The melancholy death of oyster boy". Tim Burton yazmış içindeki çizimleri de hatta kendi yapmış. Hemen edinme görevi edindim kendime bu kitabı. Çok bulunmadığı söyleniyor sağda solda ama İstanbul'da olmayan şey mi var aramasını bilmek gerek. Ama yeni baskısı da yapılmış galiba, "İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü" adıya Türkçe olarak Altkırkbeş Yayınları tarafında. Almak isteyenlere duyurulur:)

Bu kitabın varlığından az önce şirin bir blog sayesinden öğrendim böyle bloglar dost başına:)) Herkes benim gibi cahil değil tabi bilenleriniz vardır böyle bir şiir kitabını varlığından ama bu güzellik şiir kitabından bir kaç şiiri sizle paylaşayım harika lan, yuh yani, süper:)) Şiirler bir hikaye havasında genelde, çok hoşuma gitti, son zamanlarda canlı olamayan br şeye hiç bu kadar ilgi duymamıştım:)) Düz yazı şeklinde yazdım virgülle böldüm satırları siz daha rahat okuyun daha çok hayran oldun diye:))

"Bir gün parkta gezerken, hayretten dona kaldım, bir sürü gözü olan, tuhaf bir kıza rastladım, epey hoş bir kızdı, hem de sarsıcı baya!, baktım ağzı var, başladık laflamaya, çiçeklerden bahsettik, onbun şiir kursundan, ve gözlük takarsa birgün, yaşıyacağı onca sorundan, öyle bir kız tanımak hoş, bir sürü gözü olan, ama ağlamaya başladı mı, baya ıslanıyor insan."

Ne kadar güzel lan. Değil mi? Bu şiirin adı çok gözlü kız. Sonu da tam can alıcı, ama ağlamaya başladı mı, baya ıslanıyor insan oy oy:) Bak bir tane daha vereyim copy pastei sevmem ama elimde değil dayanamıyorum:)) Bunun adı da "bakan kız".

"Bir kız vardı okulda, öyle dikilip duran, gözlerini dikerek, öyle bakardı her an, yere bakardı, göğe bakardı, size bakardı .. saatlerce!, neden? tam bir bilmece!, bakma yarışması vardı, kazanınca gözlerini, artık tatile çıkardı."

Süper süper paylaştıkça artar diyerekten son bir tane daha veriyorum size, eğer benim gibi okumayanlarınız varsa bu eğlenceli şiir kitabını hemen bulun bir yerlerden, kütüphaneniz varsa bu olmadan olmaz bence:)

"Beyaz bezdendir teni yamalar her yerinde ve rengarenk iğneler saplanmışlar kalbine, sahip olduğu güzel hipno-disk gözlerle erkekleri hemen alıyor etkisine, çeşit çeşit zombiler hep etkisi altında içlerinden birinin memleketi fransa, ama voovoo kız lanetli hem de sonsuza kadar biri ona yaklaştığında, iğneler daha da derine batar."
Devamı >>

4 Ocak 2010 Pazartesi

Formspring.me | yeni ala geyik

Yeni geyik. Noel baba geyiği değil ama bu.Ala geyik huhe:) Formspring.me geyiğin adı. Soru cevap yapıyoruz burda. Aslında belki açıldğında ilk çok ulvi amaçlar için açılmıştır. Öyle mi ki. Ne zaman açıldı onuda bilmiyorum attım:) Misal bir uzman doktor hastaların sorularını cevaplıyordur burda vardır öyleleri sen bize bakma huhe:)) Ben çok geyik buldum bu ortamı dün Finduilas'ın twitter da sor bana sor bana demesiyle tanıştım (arkada kaç tane turuncu nokta var diye sordum bilemedi huhe:D evet o bendim:D) az önce de Rectoa karalamış onlarda katılmış cemaate benim neyim eksik hafız diye bende katıldm bu tarikata. Amaç belli yani ipe sapa gelmez sorularla eğlenmek kendince huhe:)


Ne yapacaksın işte boş zaman çok oluyor bazen taşıyor, böyle şirinlikler olmasa hayat çekilir mi :) Bundan da sıkılırız ama olsun şimdilik hoş güzel gayet hijyenik bir ortam:)) Neyse canım fazla uzatmayayım huhe:) Hemen size Formspring.me adresimi vereyim. Tık tık.! :)Bana sorularınızı sorabilirisinz. 7/24 açık benim adresim huhe:)) İster üye ol ister olmadan sor ama üye olarak sorun kim kim bilelim yahu huhe:)))


Böyle gayet lakaid bir ortam yani. Tam sana göre bana göre huhe:))
Devamı >>

3 Ocak 2010 Pazar

Hehu değil dadlum "Huhe"

Evet Huhe.! Bu yazıyı yazma gereği duydum çünkü duyduğuma göre ben Damat Ferit'in gündeme getirdiği bir gülme stili olan, bazen sevincini belirtme aracı bazen dalga amacıyla kullanılan huhe başka şekillerde de hatta minübüste, metrobüste normal konuşmada (yazı haricinde) bile kullanılır hale gelmiş hatta ve hatta hehu gibi değişik mutasyonlara uğratılarak kullanılıyormuş.:D Cıx cıx:) O kadar yayılmış. Kitleler hahadan heheden huhe'ye geçiş yapmaya başlamışlar yani:)) Türkiye nereye gidiyor huhe.! Buna göz yummam imkansızdı yani hehulaşmasına . Bir Damat Ferit, bir huhe kolay yetişmiyor.:) Hakkımı hukuki yollardan arayacağım:) Huhe'ler hehu olmasın. Hepimiz huhe'yiz:))


Bu duyuru yaptıktan sonra dilerseniz cicişler huhe'nin tarihine bir bakalım. Huhe çok eski zamanlara dayanmıyor. Selçuklular ve Osmanlılarda da yok böyle bir şey. Roma Tarihine de baktım yok efendim yok yeni bir kavram huhe.! Tarihi falan yok yani. Çok yeni bebek daha:) Bende önce kullanan yok yani:) Hatta Google a yazdım huhe diye bana bunu mu demek istediniz "Huge" dedi. Çeşitli sözlüklerde de aradım var mı diye bana yine yok lan yok dediler. Hatta Lafmacun adlı site bana peki bunlar nasıl? diyerekten çeşitli önerilerde bulundu. "hohoho, he he, hahaha, hohh, hay, huy, hehe" gibisinden. Buradan huhe'nin de bir sevinç nidası olduğunu anlayabiliyoruz. Gayet açık oldu sanırım huhe.!

Ama huhe'nin taklidi hehu yazarsanız, google size bir öneride bulunmuyor. Galiba Çin'de de böyle bir yer mi ne varmış ne alaka sevinç nidasıyla değil mi huhe.! Rakibi bile olamaz bi kere:)) Bu yazıyı okuyan herkesi huhe'yi kullanmaya davet ediyorum, haha veya hehe'den sizlerde sıkıldınız biliyorum. Msn'de dil çıkarma sürekli gülücük yapma ihtiyacı mı hissediyorsunuz ve bundan karşınızdaki rahatsız mı oluyor yerim o dilini veya çok gülme kırışacaksın mı diyor işte size çözüm "huhe". Ne haha gibi kaba ne de hehe gibi sırıtık tam ortası cool:)) Huhe ile artık daha sempatik daha yakışıklı daha güzel daha aımlı hissedeceksiniz kendinizi:))

Hehu ise Çin malıdır. Uzun ömürlü değil, yalandan bir alım verir size geçici, Huhe ise sürekli:)) Haha ve hehe'den bahsetmiyorum bile onlar artık ölmüş ağlayanı yok:)

Huhe.! Öperim:)):D
Devamı >>

2 Ocak 2010 Cumartesi

22 Tracks | gerçek müziği keşfet vatandaş

Güzel bir Cumartesi gecesinden merhabalar:P Her ne kadar dışarıda hava kötü, Lodos orayı burayı sağa sola fırlatsa da sonuçta bir Cumartesi tatil en azından daha ne olsun:P:p Bu Cumartesi akşamında dışarıda havada kötü olduğundan genelde eve tıkılmış durumda herkes eminim:P Eee o zaman son zamanlarda tanıştığım bir güzelliği siz müzük sever blogcularla tanıştırayım istedim:P Bilenleriniz de vardır belki ama harika bir müzik keşif olayı şimdi anlatacağım şey:P


22 Tracks sitemizin ismi. Hollanda İsmi Amsterdam'dan bize yayın yapıyorlar. Sitenin konsepti tam olarak belli aralıklarla Amsterdamlı Djler çeşitli müzik türlerinden şarkılarla tanıştırıyorlar sizi. Vallahi yeni müzik dinlemek isteyenler için bulunmaz bir nimet. Liste haftada bir değişiyor. Eski çalınanlar siliniyor geri. Yeniler eklenince tabiki.


Hep aynı müzikleri dinlemekten sıkıldıysan yenilikler arıyorsan tam sana göre 22tracks.:P Ben çok sevdim bu siteyi. Özellikle Electro köşesi harika :P:p Çoş çoş kop kop :P:p Hangi müzik türleri var derseniz. Ne yok ki. Sol baştan sayacaktım vazgeçtim yukardaki görsel de gördüğün türler hepsi var:P Latin bile var yahu:P Her şarkı türünün farklı bir renkte sayfası var ayrıca. Electro mavi mesela (elektrik:P). Ve ayrıca Funk/Jazz vazgeçilmezim:P:p

Ayrıca En altta göreceksiniz My22 blümü var oradan da kendi listenizi yapabiliyorsunuz sanırım hiç denemedim orasını üşengecim biliyorsun:P:p

Seveceğinizi umuyorum özellikle yabancı müzik seveler ve yemi şarkılar dinlemek isteyenler için bire bir 22 Tracks:P
Devamı >>
 
Copyright Blog Manias All Rights Reserved
ProSense theme created by Dosh Dosh and The Wrong Advices.
Blogerized by Bonard Alfin Blogger Templates.