*GirişYiğit Bulut. Aydın Doğan'ın yeğeni ile evli (boşanmışlar), 1972 Keşan doğumlu, uzun yıllar Doğan Medya'da çalışan, Radikal'de, Vatan'da Referans'ta köşe yazıları yazan, ilk başlarda finans, borsa analizleri yapan ama yorumları hiç bir şeye benzemeyen rezalet şeyler olan, baktı olmuyor sonraları siyasete saran bir insan.
Milliyetçi takılan, hükümet karşıtı bir çizgi tutturdu önce. Yapılan özelleştirmelerden ve daha bir şeyden dem vurdu. Yolsuzluklardan vb. Bu söylemleri ile dikkati çekmeyi başardı hemen. Ama o zamandan bunun kendi görüşlerini yansıtmadığı sadece DOĞAN grubunun hükümet ile sorunlarından dolayı böyle bir ısmarlama havaya girdiğini biliyordu bazı insanlar ve bunu böyle devam edeceğini sanıyorduk. Tasması kimde herkes biliyordu isterse susturur, isterse konuşturur.
Ama öyle olmadı sahibine de yaptı Yiğit Bulut ve saf değiştirerek başka bir gruba Habertürk'e transfer oldu ve hızlı bir değişim süreci yaşamaya başladı bununla birlikte. Böylesi de az görülür ya hani. Gazetecilik tarihine kendi ismini altın harflerle yazdırdı. Hani çocuğu falan varsa yazık, utanır babasından bu yaptıklarıdan sonra. Neyse, yanlış hatırlamıyorsam 2009 yılıyla birliktede hükümet ile arası bozuk olan Doğan'dan yani düşen değerden, yükselen bir değer Ciner grubuna Habertürk'e transfer oldu ve yeni süreç başladı onun için.
*Gelişme2010 yılı Şubat ayı sonlarında ABD ziyareti gerçekleştirdi Yiğit Bulut. Peki ne için gitmişti. Bu tarihten sonraki yazılarında ve duruşunda neler değişmiştir görmek pekte zor değil aslında. (Büyük bir çizgi değişikliği) Herkesin anlayacağı tabirle "el öpmeye" gitmişti ABD'ye. Öptü geldi, görevine başladı. ABD'ye Fetullah'ın elini öpmeye gittiği çok açıktı çünkü önceden cemaat aleyhinde yazıları ön plandaydı; sonra ABD'ye gidip geldikten sonra birden değişti ve şimdi lehte, yalakalık sınırlarını zorlayan yazılar yazıyor. Birden kariyerinde yükselmesi de bunun bir kanıtı aslında. Habertürk grubu da el öpmüşe benziyor bu da Habertürk'ün içindeki imam. İmam Yiğit Bulut olsa gerek.
Yiğit Bulut dönme konusunda ders konusu yapılabilecek bir insandır. Kişisel hırsları söz konusu olunca hiç bir savunduğu değeri yoktur. Doğan grubunda daha çok ön planda olmak için Doğan'ın yeğeni Şule Zeybek ile evlendi orada daha da yüksek yerlere mesela yöneticilik istedi ama olmadı sonra da baktı olmuyor Habertürk'e geçti karısını gözardı edip ve bir AKP çizgisi tutturdu el öptükten sonra. Kişisel hırsı için her şeyi göz ardı edebilecek bir kişilk yapısını görebiliyoruz burada. Bir değeri olmaz böyle insanların Yiğit Bulut nezdinde bunu da görebiliyoruz.
2008 yılında bir programda "Çanakkale şehitleri'ni andık ama ben aynaya bakıp kendi yüzüme tükürdüm. Bu insanlar bu ülkenin bağımsızlığı için öldüler. Bugün bakıyoruz bankalarımızın %60'ı yabancıların elinde, türk telekom yabancıların yönetiminde, ülkenin bütün önemli kurumları satılmış" diyebilen insan yıl 2010 olunca ise; kendiği sunduğu programda başbakanın elini eteğini öpmeler, başbakanım anlamıyorlar sizi, hakısızlık ediyor demeler, bin türlü yalamalı hareket ve eskiden yerle bir ettiği icraatları övmeler.! Ne oldu da ne değişti Yiğit Bulut. Ne elmiş nasıl öpmüş ki böyle bir değişim yaşamış çok ilginç!
5 Aralık 2008 Vatan Gazatesi, Yiğit Bulut yazıyor: 2001-2008 arasında ‘elinde ne varsa sattığı gibi’, ayakta kalmayı bırakın ‘1923-2001 arasında esir almak isteyenler’ tarafından ‘her alanda yönetilir’ hale geldi. Olaya bu açıdan bakınca özellikle 1923-2001 arasında ‘yapılan toplam borcun’, 2001 sonrası cumhuriyet tarihinden fazla arttığı da düşünülünce ortaya çıkan tablo çok net: Cumhuriyet’in değerlerini satıp, yok edip, ülkeyi borç batağına saplayıp sonra da ‘eleştirmek’, ‘işte sizin cumhuriyetiniz’ demek çok ama çok kolay.!"
-- Bu kadar hızlı değişim mevsimlerde olmuyor Yiğit Bulut sırrını bize de açıklasana şunun? -- Nasıl hala insanların yüzüne bakabiliyor böyle insanlar anlayamıyorum ben. Hiç mi onur denen şeyi bilmezler. Ne için yaşıyor Yiğit Bulut. İdealleri ne? Çok açık bence ne için yaşadığı dile getirmeye gerek yok. Aklı selim olan anlar.--
Bir insan ne kadar yalaka ne kadar çanakçı olabilir işte onlardan bazıları: Yiğit Bulut soruyor başbakan'a "Tüsiad kim oluyor da size muhalefet ediyor" , "Ben sizin içinde olmadığınız bir başkanlık sistemini hayırlı bulmuyorum" , "buraya girince burada bir liderin başbakanın olduğunu hissedebiliyorum saksıların dizilişinden bile" , "bu kadar güzel icraatlar yapıyorsunuz ama bazı kesim medya bunlara yer vermiyor" , "size baba diyebilir miyim" , "verin elinizi öpeyim" , "Allah sizi başımızdan eksik etmesin" :) Evet son 3'nü ben uydurdum ama dili söylemese de kalbi, gözleri, jest ve mimikleri bunları söylüyordu pek tarafsız gazeteci kılığındaki Yiğit Bulut'un.
Yaptığı programda soru sormak yerine hayranlığını dile getiriyor başbakana. Programının amacı nedir? Hayran olabilirsin tamam ama ulusal bir kanalda böyle bir yalakalık görülmemiştir heralde, yandaş medya bile yuh çekmiştir eminim. Oha yani Yiğit diye! Gönderilen 1000'lerce soruyu da es geçmiştir. Zaten program boyunca soru da sormamıştır yalakalık yapmıştır :)
Başbakan'ın özlediği medya ve gazetecilik bu olsa gerek galiba. Yiğit Bulut tarzı vıcık vıcık içine jöle katılmış gazetecilik. Yiğit Bulut gibiler bellidir aslında, dönem insanı. 10 sene sonra başka birilerinin elini öperler eğer onlar giderse. Dün senin elini bugün onun elini yarın da gelir benim elimi öpmeye kalkışır. El öpmeye progamlanmıştır belki yadırgamamak gerek aslında :P Knedi görüşleri değildir, sahiplerinin görüşleridir. Maşa, piyon artık ne derseniz!
*SonuçYiğit Bulut'u bir kompozisyon gibi 3 bölüme ayırdım. Giriş gelişme ve sonuç. Doğan grubu ile giriş yaptı serpildi, nasıl el öpülür, nasıl boyun eğilir öğrendi ve stajını tamamlayıp (en iyi okulda) gelişme dönemi için Habertürk'e geçti. Önce elini öptü ABD'de yine. Öptüğü eller her gün büyüyor. Sonra başbakan'ın özlediği gazeteci tipi oldu, destur aldı. Devam ediyor. Bu yükseliş trendi de devam edecektir uzun bir süre. Ama hiç kimse baki değil. Bir gün Tayyip gidecek. O zaman işte Yiğit Bulut'un sonuç cümlesini yazarız buraya. Çok tekin pek parlak olacağını sanmıyorum. Sonuç iyi olmaz böylelerinin pek, örnekleri çok. Mutlu son olmayacak yani onun için :)
Yiğit Bulut diyor ki: Durmak yok yalamaya devam! Bugün onu, yarın seni!