Welcome

30 Nisan 2010 Cuma

İstiklâl' de Bir Dost Mekan


İşte yoğun geçen bir günün ardından yine kendimi vurdum İstiklal'e. Daha önce yazdığım bir yazıda söylediğim gibi İstiklal benim için vazgeçilmezdir. Haliyle yıllardır her hafta bir şekilde mutlaka geçtiğim bu cadde üzerinde bazı vazgeçilmez mekanlarım oldu. Şimdi size bunları uzun uzadıya anlatmak isterim ama bugün benim için yeri ayrı olan bir mekandan bahsetmek istiyorum. Mano Bistro.

Size tam olarak arkadaşlarımı buraya çağırırken verdiğim yol tarifini vereceğim ki olurda sözümü dinlemek isterseniz kolay bulasınız (: Şimdi efendim Galatasaray Lisesi' nden Tünel'e doğru inerken sol tarafta kalıyor. Baya böyle Tünel'e yakın. Hatta Tünel Starbucks yok mu ona gelmeden Hidivyal Palas vardır. İşte tam onun 2. katında. Önce 2. kat deyince tabi bir hikaye yok gibi geliyor ama öyle değil. Koridorla birlikte mumlar karşılıyor sizi. Sonra koridorda ilerliyorsunuz ve mekana girmenizle birlikte büyük camlarından Marmara' yı size gülümser buluyorsunuz.

Mekanın açık ve kapalı iki alanı var. Açık alanda yer bulmak için mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız ya da benim gibi yüksek yerlerde tanıdığınız olmalı ki her geldiğinizde o cam
kenarlarından bir yer bulasınız :D. Mekanın müziklerini biricik Ozzy'im yapıyor diye söylemiyorum ama buranın müziklerine bayılacaksınız. Bir de mohitosu var tabi. Şimdiye kadar içtiğim en güzel mohito diyebilirim. Kel kafalı sevimli Yücel o kadar muhabbete rağmen mümkünatı yok formülünü paylaşmıyor benimle ): Bu nefis mohitoya rağmen benim buradaki en sevdiğim şey; bir kadeh şarapla birlikte arkadaşlarımla kahkahalarımızın ardı arkası kesilmeyen koyu sohbetlerimiz oluyor. Etrafa bakınca sadece benim için değil buraya gelen herkes için bunun böyle olduğunu gözlemleyebiliyorum.

Şimdilerde tek sıkıntım özellikle cuma ve cumartesilerin feci kalabalık olması. Ancak bu kalabalığa rağmen şaşırtıcı bir şekilde servis hiç aksamıyor. 2007'den beri Mano'nun
müdavimiyim, personelin suratını da hiçbir zaman asık görmedim. Benim için bir mekandaki en önemli şey personelinin tavırlarıdır belki de. Eh malum o kadar hizmet pazarlaması dersi gördük bunun bir mekan için ne kadar önemli olduğunu da biliyoruz. Gözlemlediğim şu ki burada çalışanlar çok iyi arkadaşlar kendi aralarında, o kadar sıcak bir muhabbet var ki içlerinde hizmetlerini sunarken bunu bize yansıtıyorlar. Ee ne demiş şair:

Muhabbet eyledim sadık yar ile
Ne hoş yerde ırast geldik yan yana
Müşerref olmuşam dost cemaline
Ne hoş yerde ırast geldik yan yana


Sizin de bir gün bu hoş mekana ayağınız düşerse benden bir selam bırakın Ozzy'e. Pardon Ozzy kim mi? Mano'nun tekicik DJ' i.

Bugünlük benden bu kadar. Hepinize mutluluk dolu bir hafta sonu diliyorum. Tüm Fenerbahçelilere de galibiyet dolu bir haftasonu (:

Öpüldünüz gençler!

Betül KARA

21:50
30 Nisan 10, Cuma
Devamı >>

29 Nisan 2010 Perşembe

Almanya Lena Satellite ile Eurovision 2010 birincisi olacak

Konnichi wa:) Bu akşam evde sıkıldım boş boş oturmaktan açtım Youtube'u, açtım sesi, verdim ayarı, aldım çerezi kolayı ve bu sene Oslo'da yapılacak olan Eurovision şarkılarını dinledim. Evey yaptım bunu.:) Böyle önüme geleni dinledim. Bir, 7-8 tane şarkı dinlemişimdir heralde. Öyle çok süper denecek şarkı yok o pokemon manga bile iş yapabilir yani bu piyasada. Hele o Sırbistan'ın şarkısı nedir arkadaş, allah cezalarını verecek berbat:) Bir de Goran Bregoviç bestesiymiş ben de çok beklentiye dinledim fos çıktı. Litvanyalı grup pek sempatik iş yapabilirler. Renk katacaklar grubunda onlarda:)


Sonra sonra Almanya'yı dinleyeyim dedim. Ondan da hiç bir beklentim yoktu tam tersine. Biliyorsunuz her sene en saçma en alakasız en kötü şarkılarla katılıyorlar. Anam o da ne şarkının girişi ile birlikte içim kıpır kıpır oldu. Bir müzik yapımcısı edasıyla elimi enemin altına koyup sonra konsept uygun olsun diye pipomu da ağzıma alıp mmmm güzel dedim:)) 12 points from Damat Ferit demeden duramadım:)

2-3 kere daha dinledim heralde sonrasında. Eurovision şarkıları pek hoşuma gitmez ama bu şarkı epey tutacak gibi geliyor bana. Kız da çıtı pıtı duru bir güzellik. Harika. Her şey dört dörtlük yani Almanya'nın Eurovision'da birinci olması için:) Aha aşağıda da videosu. Ne kadar güzel değil mi? Maşallah:))


O yüzden şimdiden ilan ediyorum birinciyi Lena Meyer - Satellite. Dinleyin bana hak vereceksiniz kesinlikle. Sonra bir de Yunanistan'ın yunanca şarkısını çok beğendim. Her ne kadar sözlerini anlamasam da süper bir melodisi var o da bence dereceye girecek gibi geliyor bana. Şarkı da işin ilginç yani bizim Karadeniz'in kemençesi var. Adamlar bizden daha çok sahip çıkıyor vallahi. Çok güzel o da onu da dinleyin. O da burada bakınız:) Demek ki ingilizce olmayan bir şarkı ile de güzel bir şey çıkabiliyormuş:)

Ama birinci Eurovision 2010'da Almanlar olacak Lena ile. Umarım yüzümü kara çıkarmazlar :) Diğer şarkılarını çoğunu dinlemedim ama güzel yoktur canım onlar arasında da cık cık yoktur huhe:)

Devamı >>

27 Nisan 2010 Salı

Modası geçmiş bir adamın sayıklama defteri | Glamdring

Merhabalar efendim - hep böyle bir giriş yapmak istemiştim, şükürler olsun - Epey uzun aradan sonra çok sevdiğim bir blogu siz değerli izleyicilerime tanıtmak amacıyla huzurlarınızda yer aldığım için, aylar sonra parka gitmiş bir çocuk kadar şenim. Adeta bir Güllüşah, efendime söyleyeyim adeta bir Sezercik Aslan Parçası'yım. Bu arada sizler de hayırlardasınızdır inşallah. Biliniz ki bütün temennim budur.

Tamam merak etmeyin bütün yazıyı TRT-3'ten kaçmış spiker modunda geçirmeyeceğim. Kendimden tiksindim.

Blogun Adı: Modası geçmiş bir adamın sayıklama defteri

Neyse konuyu kaynatmadan blogu tanıtmaya başlayayım. ''Başlayayım'' diyorum da neresinden başlayacağıma bir türlü karar veremiyorum. O kadar dolu dolu bir blog kendileri. Okurken bir anda kahkahalara boğulabilir, hemen ardından da ortama bir ''hmmm...'' sesi vererek yazılmış şey hakkında düşünmeye başlayabilirsiniz.

O güldürüp düşündürme mevzusu ile ilgili blogdan birkaç alıntı da yapmak gerekiyor tabii. Buyrun;

(...)Üniversiteyi de gözünüzde büyütmeyin. Orada dershane hocalarınızın müjdelediği gibi çok kafa insanlar, müthiş sıcakkanlı dostlar, unutulmaz aşklar, olağanüstü bir eğitim falan sizleri beklemiyor. Her çeşit insan türünü içinde barındıran bir tür 'mikrokosmos' dur üniversite. Sağcılığın ne demek olduğunu bilmeyen sağcılar da vardır, ömrü hayatında Das Kapital'i okumamasına rağmen marksist olduğunu iddia eden solcular da. Kaşına her piercing takan erkekle yatan rocker kızlar da, sadece aşk peşinde koşan düzgün hatunlar da. Tüm kızları elden geçirmek için yanıp tutuşan yakışıklı hayvanlar da vardır, 'seks' kelimesini duyar duymaz 'başımıza daşşş yağacak daşşş' diye söylenmeye başlayan cemaatçiler de. Marihuana çekmekten beyni kağşamış dallamalar da, koskoca profesöre 'öğretmenim' diye hitap eden salaklar da. Bu karışıklığın ve karmaşının içinde sohbet etmekten zevk alacağınız üç-beş insan muhakkak çıkar gerçi. Fakat onlar da 'çıkar' dostluklarından öteye gitmeyecektir söyleyim. Okul biter bitmez, ne siz onları, ne de onlar sizi tanıyacaktır.(...)

***
(....)Maalesef "sen rahat uyu atam", "atam izindeyiz", "atam kurduğun cumhuriyet ilalebet payidar kalacaktır" türünden sloganlar, iyiden iyiye birer kara mizah başyapıtına dönüşüyor. Duydukça yüzümde acı bir tebessüm oluşuyor, hiç kusura bakmasınlar ama bu sloganları atanlardaki cehalet karşısında gülümsemekten başka bir şey yapamıyorum.
Ne rahat uyuması, ne izinde olması?
Hitler Almanya'sı da bir cumhuriyetti, Stalin Rusya'sı da, Saddam Hüseyin Irak'ı da. İran'da cumhuriyettir bugün, Çin'de. Ve bunların hepsi çağdışı dikta rejimleridir.
Buna mukabil dünyanın en gelişmiş demokrasileri İngiltere, İsveç, İspanya, Hollanda ve Danimarka birer cumhuriyet değildirler.
Demek ki neymiş, 'boyu değil işlevi' önemliymiş! Cumhuriyeti korumak değil, onu ilerletmek, geliştirmek önemliymiş. Sadece koruyup kollamakla iş bitmiyormuş demek ki! (...)

Yazılardan alıntılar yaptığımıza göre şimdi de Glamdring'in blogunda kendini nasıl tanıttığına bakalım;
"Modası geçmiş derken?" diye takılanlara şöyle anlatayım. "Bir gün Paris'e gitsen, Paris'te Fransa'nın en ünlü ve akıllara zarar kadınıyla mı yatmak istersin, yoksa tarihten kaydı çoktan düşmüş eskimiş bir hatun olan Camille Claudel'in evinin peşine düşüp, bir zamanlar oturduğu sokağın köşesine bir demet gül bırakmayı mı" diye sorsalar, cevabım Camille Claudel olur. Hayır, homo değilim, aseksüel de değilim. Sadece artık modası çoktan geçmiş bazı kişilere saplantım var. Ha tabii sadece 'tarihi kişiliklere' değil, aşka meşke, ilişkilere milişkilere, sinemaya, mizaha, Casablanca'ya, birilerini gülümsetmeye, Yüzüklerin Efendisi'ne, kitaplara, kültüre mültüre, Julie London'a, James Joyce'a, Woody Allen'a, Hitchcock'a, modası geçmiş birsürü şeye ve daha binbir çeşit hususa takmışlığım var. Canım ne çekerse, aklıma ne takılırsa yazacağım. Bitti, bu kadar!

Glamdring neredeyse destan uzunluğunda yazmasına rağmen o güzel üslubuyla sizi hiç sıkmadan, keyifle yazdıklarını okutturabiliyor. Hem yazdıkları öyle eften püften şeyler de değil; uzun süre bir şeyler biriktirmiş, yaşamış, okumuş, görmüş bir adamın parçaları, kendi deyişiyle ''sayıklamalar''ı. İşte bu yüzden Glamdring'in 'kıymetli' blog yazarlarından biri olduğunu düşünüyor, blogu kapatmayı falan düşünmemesini de bu yazı aracılığıyla kendisine iletiyorum.

Uzun lafın kısası, okuyun bu blogu efendiler.
Devamı >>

Durmak yok tecavüze devam !

Siirt'te önce 2 yıldır 7 kız çocuğuna yönelik toplu bir şekilde 100 lerce kişinin tecavüz olayı duyuldu ve hemen jet bir şekilde gizlilik kararı çıkarıldı? Sonra, bu kez gazetecilerin sayesinde 1 yıl önce gerçekleşmiş ama hiç bir şekilde gündeme gelmeyen üstü kapatılan Siir'teki Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda 8 erkek çocuğun, 2 yaşında bir erkek ve diğeri de 3 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edip öldürmesi olayı ortaya çıktı. Hepimiz lanet yağdırdık, nasıl bir insanlık nasıl bir vahşet diyerekten.

Gördüğünüz gibi bir olay 1 yıl önce yaşanmış ve üstü kapatılmış diğeri de üstü kapatılmaya çalışılıyor. Üstü kapatılmaya çalışan olayda 2 yıldır biline bir şey. Herkes ıraya girmiş gibi. Hayvanlar!!! Belki kız öğrenci rehberlik öğretmenine söylemese yine görmezden gelecek yetkililer, yine o hayvanlar tecavüze devam edecekti. Amaç da oradaki çocukların psikolojsini korumakmış. Bu kaçıncı olay, belki de 1 yıl önceki olay gibi üstü kapatılan daha nice olay vardır bizim bilmediğimiz.

Acaba kendi çocuklarına torunlarına yönelik böyle bir aşağılık eylem gerçekleştirse ne düşünürlerdi ne yaparlardı bilemem. Demokratik açılım işte bu görüyorsunuz, nasıl da koruyorlar sizi, failleri nasıl da koruyorlar! Karşısındaki insan zayıf oldu mu vuruyorlar eline vuruyorlar ağzının üstüne susturuyorlar. Beni neden susturamıyorsun neden karşımda el pençe kalıyorsun! Siz bu samimiyetsizler tarafından daha kandırılmaya devam edin.! Uyumaya devam.! Üzerinden 1 yıl geçmiş neden gündeme getiriyorsunuz diyorlar, ama ne bir tutuklanan ne de bir iddaaname var ortada.!!

Peki neden üstü kapatılmaya çalışılıyor. Şimdi burada ben isimleri versek ne kadar iyi olur değil mi? O 7 kız çocuğuna tecavüz eden seçim zamanında iktidar partisi ile birlikte oy toplayan, destekleyen, vaazlar veren Şeyhleri, imamları, siyasileri hıı!! Neden bu üstünü kapama telaşı bu olayların çok basit. Çözüm yerine görmezden gelmek daha kolay geliyor bazılarına. Banane canım mantelitesi yatıyor bunlarda. Olan olmuş atık fazla üstelemeye gerek yok diye düşünüyorlar.! Halkımızda hemen unutur zaten bu pislikleri. Yazık!

Çünkü bu bunların zihniyetinde vatan sevgisi diye bir şey yok. Oradaki de bizim insanımız deyip duruyorlar duyuyorsunuz ama icraata gelince hemen üstünü kapatalım, ne halleri varsa görsün mentalitesi açığa çıkıyor. Sözde bunların her şeyi. Nasıl onları göz ardı edebilirler.!! Yani siyasi rant uğruna bazılarının yaptığı pisliklere göz yumabiliyorlar. İnsan midesiz olmasın işte. Ne dini ne müslümanı. Hangi dinde var böyle bir yaklaşım. Müslüman adamlar diye oy verenler bunları da görmüyorsanız bunu hesabını o zaman verirsiniz öte tarafta.!

İşin garip yani Siirt valisi bu olayları toplu tecavüzleri 2 yıldır biliyor iddaası. Eğer bu doğruysa devletin valisi oradaki çocukların, kadınların güvenliğinden sorumlusun sen nasıl bilipte hiç bir işlem yapmazsın akıl karı değil. Kimi koruyorsun!

Acaba bu olaylardan sonra hala koltuklarında pişkin pişkin oturan Milli Eğitim Bakanı YİBO'ların düzeltilmesi için ne yapmış bu güne kadar. Yibo'da olanlar yeni bir şey değil.! 1 Yıl önce gerçekleşmiş olayla ilgili açıklamayı neden şimdi yapıyor o zaman neredeydi. Sosyete ile 5 çayına mı gitmişti, yoksa saçını mı yaptırıyordu.! Peki ya yumruk atılınca Samsun Valisini görevden alan zihniyet kız çocuklarına tecavüz edilince neden valiyi görevden almıyor!! Demek ki o kızların hiç bir önemi yok, Samsun'da ihlal varsa burda da var. Neden bu çifte standart. Hani senin açılımın. Kimi kandırıyorsunuz ya! O kız çocukları umurlarında bile değil kendi çıkarlarını peşinde hepsi!

İçinde kim varsa kim üstünü örtüyorsa bu olayların, kim gerçekleri görmezden gelip bir şey olmamış gibi davranıyorsa allah belalarını versin. Gün gelsin ellerimize düşsün! Birilerini gerçek yüzünü görmek size bu kadar mı zor geliyor anlayamıyorum gerçekten.!

Milli Eğitim Bakanı, Vali ve Kadından Sorumlu Bakan neden hala koltuklarında oturuyor. Sorumlusu bunlar değil mi.? Demekki içlerine sindiriyorlar, sorumluluk kabul etmiyorlar. Yazık gerçekten.!

O zaman, durmak yok tecavüze devam!!!
Devamı >>

25 Nisan 2010 Pazar

Bir zamanlar çocuktuk Spice Girls vardı

Sene olmuş 2010. Aylardan nisan. Neşe doluyar insan, güzel bir gün. Ağaçlar çiçek açmış falan. Biz nelele uğraşıyoruz hem eskiden Spice Girls vardı dünya daha güzeldi vallahi. Kızlar ne dinlerdi bizim okulda onun taklidini yapmayan kız kalmamıştı heralde, sonralarda öğrendim kız arkadaşlarımdan, her kız bir karakter falan oluyormuş. Birisi Emma birisi Victoria gibi. Şimdikiler ise Hepsi grubu ile büyüyor, ölün lan :) Emma'da güzeldi ama benim favorimdi o zamanlar, ay çok şeker, şimdi ne yapıyor acaba. Çoluk çocuğa karıştı mı dersiniz, canım benim ya:P





Spice Girls yani baharat kızlar baktım şimdi de 1994 yılında bir gazete ilan ile kurulmuş ayrıcana 5 milyon albüm, 20 milyon single satmış, 75 milyon dolar hasılat yapan bir sinema filmine imza atmış, MTV ve Brit Awards gibi onlarca prestijli ödül kazanmış, sayısız reklam filmi çekmiş. Vay bana vaylar bana:)) Sonra da bu şöhret 5 sene sürmüş hop çöpe hepsi birden:)



Ama en karlı Victoria olmuş. Kadın David Beckham'ı kaptı daha ne olsun yemişim grubu falan:) Sen kalk bir gazete ilanı ile kurulacak gruba başvur kabul edil, kazan, büyük şöhret ol sonrada git David Beckham ile evlen çocuk falan yap. Oha yani, hayat lan işte en büyük örneği :)) Ne şans ama ben de acaba Jessica ile evlebilir miyim, neden olmasın bak örnek var önümde huhe:)



Bunların bir de grup içinde takma adları varmış bak bunu bilmiyordum. Mesela benim bebeğim dediğim Emma Baby Spice mış. Nasıl da hakkını veriyor ama:) Geri, ginger yani kızıl baharat, bir de victoria havalı baharatmış. Bence çirkin bu kadın neresi güzel Beckham da hiç akıl yok vallahi:)



Pepsi reklamlarında da bu kızlar vardı. Düşün lan eskiden Pepsi reklamlarında bu cillop gibi kızlar oynarken şimdi de Pepsi reklamlarında Seda Sayan falan oynuyor. Ayıptır günahtır zehirlemeyin gençliği. Gelecek nesil çok kötü olacak çok, geleceğin mesleği psikologluk, gazeteciler bunu yazsın :)



Büyük gruptu gerçekten, bir daha topladıklarında 2007/2008 yılında yine olay yaratmışlardı. Nasıl bir grup nasıl bir hayran kitlesi anlamak zor:) O zaman ne diyoruz hadi bakalım generation next generation next :) Bu şarkının adı da move over mış. Ben hep generation next sanıyordum. Şaşırdım ! :)







- Emma gibisin seni öpmek istiyorum.

+ Hayvansın Hakan.!!



Eskiden böyle asılıyordu erkekler kızlara huhe:))
Devamı >>

23 Nisan 2010 Cuma

67 den tavşan yapabilirim. Denersem | Blog

Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan, bunu söylemeden yazıya başlayamazdım. Biliyorum çok esprili bir insanım ama kendine haksızlık etme sen de öylesin:P Bu zeka dolu esprilerime bir süre ara verip güzel bir blogla ortamı daha da güzelleştirmek eller havaya kıvamına gelmek istiyorsanız yazıyı okumaya devam edin:P Bu blog başka blog, güzel blog, cici blog:)


Blogun Adı: 67 den tavşan yapabilirim. Denersem.

Ne kadar güzel değil mi blogun ismi. 67 den tavşan yapabilirm ama denersem:) Blogcumuzun ismi Ezgi kullandığı nick ise Solenter. Bu güzel bloga geçen günlerde Damat'ın tanıttığı Larien'in blogundan sekerek ulaştım. Baktım kısa kısa yazılar var nedir ki nasıl ki derken yazıların çok hoşuma gittiğinin farkına vardım. Okuyunca sizde farkına varacaksınız bence:)

Bir kişisel günlük aslında. Çok uzun yazılar yok. Uzun yazılar sevmeyenler için tadımlık yazılar tam size göre. Hem kısa ama çok güzel yazılar var bu blogta. Özellikle böyle güzel bir mizah var blogta ben öyle sezdim, komik bir kız Ezgi. Yanılmıyorsa Ankara'da bir lise öğrencisi.

Bloglarda eskiden çok yoktu bu kadar liseli şimdilerde daha çok sanki ya da ben yeni farkına varıyorum. Çünkü Solenter Temmuz 09 dan beri yazıyor aslında. Bu güne kısmetmiş demek. Hayat... :P

Özellikle şu yazısı çok hoşuma gitti. Ankara ile ilgili ilk başta ne oluyor lan gerçek mi dedim ben vallahi dedim yalan yok sonra "şaka len şaka" demesiyle gerçek hikayeye geçiyor aman ne güzel:P Ankara güzeldir aslında ama; :)

Bahçeli'den Kızılay'a yürürken, şarkı söylüyordum.

Genelkurmay Başkanlığı'nın önünden geçerken.
Biri omzuma dokundu.
Arkamı döndüm.
Kulağından, omzundan kablolar sarkan, elinde telsizi olan bir adam.
'Yavaş ol piç ya da şarkını değiştir eğlenelim' dedi.
'Yavaş olamam şarkıyı değiştireyim' dedim.
Onun isteği üzerine start wearing purple söylerek yürüdük.
Pardon zıpladık.
Birden kayboldu, farkına bile varamadım.

Yanımda takım elbiseli adam ve kadınlar yürümeye başladı.
Saatime baktım.
Yemek araları olmalıydı.
Arkadan seslerini duydum.
"Bu akşam 312'de konser varmış gidelim mi Gökhan Bey ? "
Sevindim memurlara bak lan hayatlarını yaşıyorlar dedim.

Şakaşaka.
Böyle şeyler asla burada olmaz.

Adam omzuma dokundu ve 'Biraz daha düzgün yürür müsünüz hanımefendi ? ' dedi.
O sırada yanıma doluşmuş ciddi adamların bana pislik diyen bakışlarını gördüm.
Sokakta da böyle yürünmez arkadaş dediler.
Memurlar ise 'Bu lanet gün bitse' diyerek erkenden günden nefret ediyorlardı.

Çünkü burası ciddi bir şehir.
Ayağınızı denk alın.

Ezgi hem denerse 67 den tavşan bile yapabilen aynı zamanda güzel yazılar yazabilen bir kız. Hani blog okumayı seven çayın yanında biraz bloglarda gezeyim okuyayım hatta yorum yapayım diyen siz güzel insanlara göre bir blog. Eti Browni gibi blog anlayacağınız kaçmaz:P

Hem pazar günü blogcumuzun doğum günü. Bu da ona biraz erkende olsa bir hediye olsun tabi kabul ederse, ee bir blogcunun hediyesi de ancak bu kadar olur:P Seneye de bir Bmw alırız artık toplaşıp para toplarız falan:P

Güzel güzel, bir de unutmadan Google'a naberokulnasil yazıp aratsana:)
Devamı >>

21 Nisan 2010 Çarşamba

Türk Kadın Blog Yazarlarının Burç Haritası 2 (171 Kişi)

Merhabalar. Süpersonik bir araştırma ile karşınızdayım:P Yemedim içmedim araştırdım sordum soruşturdum daha önce 30-40 blogcu ile yapmış olduğum araştırmamı genişlettim daha güzel bir şekilde hazırladım. Türk Kadın Blog Yazarlarının Burç Haritasını çıkarmış bulunuyorum. Ulaşabildiğim herkesi yazdım, sordum cevaplar aldım, burcuna ulaşamadıklarım da oldu ama büyük bir çoğunluk kadın blogcunun burcunun ne olduğunu öğrendim. Araştırmaya toplam 171 kadın blogcu katıldı ve sonuçlar beklediğimden çok daha farklı çıktı. Bilinenin aksine en çok Akrep burçları yokmuş mesela:) İşte o sonuçlar ve katılan blogcularını listesi. Şok liste:P


En çok mensubu olan 5 burcunda Zaytung tarafından süslenmiş burç yorumlarına yer vereceğim ayrıca. Diğer burçlarımızdan ve üyelerinden bahsedip en sonda da sonuç deyip bitireceğim bu araştırmayı:) Biraz uzun bir yazı olacak ama çok kampsamlı oldu çok:P Umarım beğenirsiniz efendim:P Başlıyoruz:)



İKİZLER

İşte sürpriz şampiyon. İçerisinde harika blogcuları barındırıyor aynı zamanda. Bu ikizlerden korkulur:P Bu araştırmada tam 22 kişiler ikizler. %12.87 sini oluşturuyorlar grafiğimizin. Büyük bir oran bence:) Koç burcuna mensup kadın blogcularımız ise işte tam olarak şöyle;

Yejades, Yesari, Larien Beyinütüleyen, Pervane, Kırmızılı, Angelica, Pucca, Nazoyla, 3Prenses, Prima Rima, Portakalmavisi, Lolla, Princess Feline, Pınar Cadısı, Hande Kuday, Merope, Sweet Leaf, Leyla, Kybele F, Bucera, Dila Okatar, Çilek.

İkizlere özel burç yorumu ise; Önümüzdeki hafta hayatınıza aniden girecek olan bir insanla unutulmaz bir cinsel deneyim yaşayacaksınız. Sabah uyandığınızda böbreklerinizden birinin gitmiş olduğunu görmek bu deneyimi daha da unutulmaz hale getirecek. Ayrıca, önümüzdeki bir kaç gün sizin için biraz yoğun geçecek. Sonraki bir kaç gün daha az yoğun olacak. Sonra yine yoğunluktu dinlenmeydi derken bir bakacaksınız yaş olmuş 70. Yaa işte böyle. Hayat...

KOÇ

Koç burcundan toplam grafikte de görüyorsunuz zaten tam 21 blogcu var. %12.28 ini oluşturuyorlar toplamda. Bu oranlarıyla İkizler burcundan sonra en yüksek orana sahip burç kendileri. Ne kadar çok koç varmış beklemiyordum açıkçası:). Koç burcundan kadın blogcularımız da işte;

Perikızı, Qmbutterfly, Chaotic, Arzu Breda, Tuğba Rakunt, Ayşa's Home, Hayatımın Renkleri, Deniz Baran, Voodoo Girl, Pilli Petro, Düşler Denizi (Nilay), Paper Doll, Mitsubüşü, Lâl'im 'si, Methadonia, Meral Alabaz, Yeşocan, Ms. Muffins, Evrenin Dünyası, Biggeee, Aisema.

Koçlara Özel Burç Yorumu
ise şöyle; Geleceğe yönelik hedeflerinizi gerçekleştirmek için önemli adımlar atacaksınız. Sayısal Loto'da her hafta aynı kolona oynama fikri en azından denemeye değer görünüyor. Ayrıca, erkek arkadaşınız her sabah sakal tıraşı olmanızı bir yere kadar kabullendi ancak size belli etmemeye çalışsa da onun traş takımlarını kullanmanıza gerçekten sinir oluyor. Önümüzdeki hafta hijyen konusuda atacağınız adımlar ilişkinizin kaderini belirleyecek.

BOĞA

3.sıramızda ise Boğalar var. Komik blogcularımız da var aralarında. Eğlenceli bir topluluk diyebiliriz bu yüzden:) Rekabetin yoğun olduğu burç liginde 3.lüğü almaları büyük bir başarı:) Toplamın %11,11 ini oluşturuyorlar. Boğalara dikkat:) Gelelim o güzel blogcularımıza. İşte Boğalar;

İku, Ayroo Dinamik Yar, Çilekperisi, Mutfaktaki Cadı, Aydan Atlayan Kedi, Nilayland, Cesetizleri, Ceren, Untermaier Ezgi, Lolumsu Melis, Leah, Noni, Kürk Mantolu Madonna, Tuğçe Bektaş, Aynebilim, Cemre'nin Kahvesi, Dwarfwaves, Xesrax, Siyah Prenses

Boğalara özel burç yorumu ise; "Hayatınızın en güzel haftasına başlamak üzeresiniz. Evet, bundan sonraki hayatınızda önümüzdeki haftadan daha iyi bir hafta olmayacak. Yerinizde olsak zirvede bırakırdık ama şunu da belirtmek gerek, komplekslerinizle insanları etrafınızdan uzaklaştıracağınız bir dönem olacak önünüzde. Oysa biraz kilolu olmanız çirkin olduğunuz anlamına gelmiyor. Esas problem burnunuz."

YAY

4 numara Yaylar. Sevdiğim burçlardandır benim şahsen:) 4 numarada olmalarını beklemiyordum açıkçası:) Toplam %9,94 lük orana sahipler 17 kişiyle. İşte o dinamik Yay'lar;

Babegazelle, Sinirli Prenses, Kelebenk, Hüpcadısı, Koşan Kaplumbağa, Missipipi, Pabuç, Sophie'nin Dünyası, Gidi Kuzgun Güdük Fare, Özge Çatal, Kamikaze, PinkZorro, ZencefilliÇörek, cє®onimo, Dolly, Talihsizlikler Prensesi, Aslı Aker.

Yaylara özel burç yorumu ise şöyle efendim; "Birlikte olduğunuz kişi ilişkinize biraz heyecan katmak için gösterdiğiniz çabayı farkediyor ve bu yüzden sizi takdir ediyor. Yine de rus ruleti fikrine o kadar sıcak bakmayabilir ve ayrıca kadınların adet dönemlerinden önce sinirli olmaları alışıldık bir durum ancak siz biraz abartıyor gibisiniz. Daha önceki 4 sevgilinizin esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması yakında polisin de dikkatini çekecektir!"

AKREP

Birinci olması beklenen burç. Ama 5.sırada kendine yer buldu hem de Başaklarla paylaşıyor beşinciliği:) Bence bu en çok akrep var denmesini nedeni mensuplarını pek atif blogcular olması olabilir:) Hepsi bir arada vallahi, çok tehlikeliler:P İşte o güzel Akrepler;

Siminya, Delininbiri, Üfürükten Prenses, M. Martle, Efsa, Zeugma, Beyaz Büyü, Puck Robin, KoKosh, Peyton Sawyer, Nabruk, Mehbup, Neslihan75, Dilara Tan, MerveMj.

Akreplere özel burç yorumu; "Hoşlandığınız kişinin aslında yükselen burcunuzun falına bakmanız gerektiğini söylemesi üzerine, yıllardır neden hiç bir falınızın çıkmadığını anladığınızı zannedeceksiniz. Halbuki asıl önemli olan ay burcu. Ya da diğeri, hani o yılanlı mılanlı olan ayrıca maddi konularda bazı sıkıntılar falan filan...aşk hayatınızla ilgili bir takım sürpriz bişeyler bişeyler daha...aman yaa neyse en sonunda herkes gibi öleceksiniz işte, lafı uzatmanın alemi yok..."

BAŞAK

Akreplerle birlikte 15 kişiyle 5.ciliği paylaşıyorlar Başaklar. %8,77 sini kaplıyorlar bu alemin. BAşak burçlarını da çok severim ben, iyi insanlar oluyor hep onlar istisnaları da vardır tabi:P Evet işte o güzel Başaklar;

Salıncakta İki Kişi, Betül Kara, Ella, Mel Jones, Inflack, Başak Ölmez, Bety Puf puf, Vivre sa vie, Lucy Van Pelt, Yaşlı Doğmuş Genç Kadın, Prettyinpink, Sally Zucco, Defneyleyaşamak, ÖzLeMe DaiR, Pudra, +1 Plndurukan

Başaklara özel burç yorumu ise şöyle; "Birlikte olduğunuz kişinin MSN kişisel iletisine "suskunluğum asaletimdendir" yazması sizi bu ilişki üzerine bir kez daha düşünmeye sevk edecek ayrıca yarın öğleden sonra önemli bir işiniz varsa onu öğleden önceye almanızda fayda var. Aslında hayatta yapmak isteyip de yapamadığınız ne varsa hepsini yarın öğlene kadar yapsanız iyi olur. Sizi tanımak güzeldi."

*İle 5.miz böyleydi. Diğer burçlarımızdan da bilgi verelim.

ASLAN

Aslan burcumuz ise tam 13 kişi aşağıda gördüğünüz üzere, çok değrli şahsiyetleri barıdırmakta. Grafiğimize göre %7,6 lık kısmı temsil etmekteler:)

Zodyakta Bokuyla Oynayan Kız, Nil Ertürk, Tamkarışık, Zehra, Lazanya, Demet (Nice Dream), ÇitLemBik, Katre, Küfkedisi, Yaşamladans, Simeranyam, Pandora, Blood.Roses,


OĞLAK

Oğlak burcumuza geldi sıra. 12 kişiler tam olarak. Süper ismiler var Oğlak burcu olanlar arasında. Hangi birini söylesem ki hepsi şahane bu burçtaki blog yazarlarımızın:) İşte o güzel ve şahane isimler;

Sln, Findulias, Mrs. Baros, İnatçı Hardal, Beyazın istilası, Kupa Kızı, Merve Limon, Eda Demir, Syntinen, Çiğdem Akça, Mutfak Sırları, Pelin P.A.

TERAZİ

Terazi burcu güzel bir burç. Üyelerine bakarsak hayat dolu insanları barıdırmakta aynı zamanda:) Eğlenceli bir blogcu topluluğu gibi sanki :) Tam tamına 11 kişiler %6,43 lük kesimi temsil ediyorlar ve onlar;

Zillosh, Beenmaya, Uçan Depik, Ateş Böceği, Lolli, Renklerin İçinde, Caşilo, Aslısın, ChunLi Beauty, Flyinglady, Pino

YENGEÇ

Geldik yengeç burcuna. 10 kişiler. %5,85 lik bir dilimleri var. Gönül ister daha üst sıralarda olsunlar tabi ama sonuçlar böyle çıktı.:) İşte o güzel blogcularımız;

Hayal Meyal, Bi Dost, Nily, DenizTan, Wimperella, Elephant Woman, Gamze Enginer, Leydielif, Ayşegül Şamiloğlu, Pnarist, +1 Marlene

KOVA

Kovalar. Çılgın kovalar:P Tamı tamına 9 kişiler. Yaratıcı blogcular da var aralarında. En az üyeye sahip ikinci burç Kovalar. Kova burcu olan kadın blog yazarlarımız ise;

Sycorox, Loana, Ainariel, Hesionka, Jasminny, Lillith, Mutfak Teyze, Kapkara Camdan Kelebek, Ampirik

BALIK

Ben de bir baık burcuyum erkek blogcularda da çok az sanırım balık burcu. Balık burcu olanlar genelde bloglara yönelmiyor demek ki. Azlar ama çok güzel yazıyorlar.) İşte balıklar;

Hülya Konar, Miss Beril, Sarhoş Kedi, Özge Sipahioğlu, Camenta, Yelish, Banu Demir, +1 Ufuk Özgül +2 Zuzu


SONUÇ

Su grubu burçlarından Yengeç ve Balıklardan kadın blog yazarı sayısı az gördüğünüz gibi sadece Akrep biraz üstlerde o da kendini 5.sırada yer buldu. Su grubundan demek ki çok kadın blogcu çıkmıyor bunu görüyoruz. Ama iyi blogcular çıkıyor galiba üyelerine baktığımızda:P

Ateş grubu da tam tersine bloglarla daha çok ilgileniyor gibi. Bakınız İkizler, Aslan, Yay. Üye sayları toplamında hepsini geçiyorlar fazlasıyla. Ateş grubu kadınları blogcu olarak mı doğuyar acaba ne dersiniz:P

Güzel bir araştırma oldu çok çok zamanımı aldı ama iyi oldu:) Yemek bloglarına bira zhakim olamadım ama onun hariciden özellikle kişisel bloglar düzeyinde yüksek bir katılım gerçekleşti bence. Sonuçlar aşağı yukarı böyle olacaktır zaten. Tutupta Balık 1.liğe çıkamaz.:P İkizler ve Koç arasında geçer bu mücadele.

171 kişilik bir araştırma oldu. İleride belki daha yazar olursak belki 250-300 kişilik 3.versiyonu da yapabiliriz:P Bir de aktif olanlara yer vermeye çalıştım genelde belirteyim. Hadi byess:P:p
Devamı >>

19 Nisan 2010 Pazartesi

Beyin ütülemek güzeldir by Larien Beyinütüleyen

Konnichi wa:) Günlerden bir gün sabah işte daha uyuyorum gözlerim muhtemelen böyle morumsu olmuş ne kadar çok uyduysam işte böyle oturmuşuz 10-15 kişi düşünüyoruz aa lan bir blog vardı neydi onun adı neydi lan derken biz, sakallı bir amca geldi bizim masaya ve dedi ki beyin ütülemek güzeldir yeğen!, allahım ne diyo bu adam herkes kaptırmış kendini diziye derken aklımda akp ampülü belirdi evet çok sevimsiz ama floransanla olmuyor bu işler, sakkalıya bir çay ısmarlayaıp gönderdim uyandım hemen yazmaya başladım.:)


Blogun Adı, beyin ütülemek güzeldir, öncelikle rüyalarıma girecek kadar güzel bir blog olduğunu anlamışsınızdır zaten:) Larien Beyinütüleyen blogcumuzun ismi de. Ayy ne şeker lan çok sevdim zaten önce ismine aşık oldum sonra da bakayım lan güzel mi acaba derken kendimi bir cennette buldum sanki, kendimi buldum, gayet salaş yazılar gayet mizah kokan şeyler gayet samimi bir blog buldum. Kendim ettim kendim buldum:) Benden önce bir milyon kişi bulmuş olsa da benim için yeni bir blog ayy süper ama:))

Kendi tabiriyle liseli marjinal bir çıtırın blogu. Valla bunu ben demedim bir yazısında kendi demiş huhe:)) Güzel bir tabir. Son zamanlarda gördüğüm en zevkli blog vallahi bak çok doğal yazılar var, hayran kaldım :) Hatta burada blogmania'da da yazsın ukturk duy sesimi, kabul eder mi acaba huhe:)

Abilerimizden öğrendiğimiz üzere önce ilk yazısına bakılır blogcunun en güzelse paylaşılır yok beğenmediysen profiline girilir oradan alınır yok oda kötüyse ne yaparsan yap raconu gereği ilk yazıya baktım zaten emindim güzel bir şeyler olacağına işte Larien ilk yazısında ne yazmış nasıl başlamış:)

merhaba sevgili blogum.

sikstiin yiır old tiineycırına merhaba de. çöp kutusunu kirli sepeti sanıp içine sevgili kıyafetlerini atıcak kadar aptal (evet bunu gerçekten yapmıştım. farkında değildim ama. valla bak.), bir gecede üç kitap bitirebilicek kadar enteldantel, bir kitabı üç ay yanında dolaştırıp bitiremiycek kadar üşengeç, doğum günlerinde rakıtekilabira karışımları içip 9. katın camından kusucak kadar midesiz, taksimde babetleri ayağını acıttığı için çıplak ayakla yüriycek kadar manyak, eğlenicek bi şey bulamadığı için vapur iskelesinden kıyafetleriyle atliycak kadar sıkılgan bi yaşam formu kendisi.

Ayrıca kendisinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsetmeyi çok sever. etmeyi sevmezse sebzemeyi sever. ve böyle de iğrenç bi espri anlayışı vardır. larien istanbul'dan bildirdi. yeniden görüşmek dilekleriyle. çavbella.


Değişik bir insan tam bize göre, böyle bir manyaklık falan var sanki ama kötü manada değil böyle çılgaan biri sanki değil mi yoksa, ben öyle benimsedim olmasa da olur :)) Güzel eğlenceli bir blog bunu takip etmeyip okumayıpta dana kimi okuyacaksın ey blogger, böyle blogları okumayanları sopayla kovalıyorlar artık, hatta ıslatıp hortumla bile dövenler var :)) Zaten benimseyip okuyan bir dolu insan var sen de ok sende yorumla vallahi çok güzel lan :)
Devamı >>

17 Nisan 2010 Cumartesi

Erkek çocuklarına en çok söylenen 5 yalan

Konnichi wa:) Öncelikle aramıza yeni katılan Betül'e merhaba demek istiyorum. Merhaba Betül ben Damat Ferit, çok sevecen biriyim , hobilerim arasında yüzmek, müzik dinlemek var ayrıca kahve içmeyi de severim. Teşekkürler huhe:)) Konuya dönecek olursak hepimiz anası ve/veya babası olan insanlarız o yüzden bu analar babalar hep büyükler yalan söylemez deyip dururlar ama yalan. Bu da bir yalan aha lan yalan bak dakika 1 gol 1:)


Bunlar genelde beyaz yalanlardır, özellikle bazı erkek çocuklarına laf anlatmak zor olduğundan veya bir şey yaptırmak için söylenen yalanlar ama o kadar çok ki ayıp ya, kınıyorum buradan anaları babaları:) Erkek çocuklara ebeveynleri tarafından en çok söylenen yalanları yazıyorum efendim. Gelecek nesiller öğrensin okusun da büyüsün yavrularım benim. Biz kandırıldık ondan böyleyiz siz böyle olmayın akıllı uslu olun :)

1. Çizgi Film yokmuş bugün Hakan yavrum, Örümcek Adam tatile çıkmış

Hafta sonu şöyle bir televizyon keyfi yapayım be yaa diyen baba, oğlunun kumandaya sarılıp şak diye o çizgi film olan kanalını tek hamlede açmasıyla önce sevinir ah ne zeki çocuk çok can yakacak bu oğlan annesi bak ne yaptı bizim oğlan der ama bunun her hafta tekrarlanmasıyla artık canına tak eder, ve o operayonu hareket geçirir, önce kumandaya hakim olmak gerekiyor burada ve sonra olaylar gelişir;


- Kumandan nerede bubaa yaa örmcekk adam izlicem.
+ Bilmem nerede ki annesi kumanda nerede acaba ki gördün mü sen, aa burdaymış..
- Yaaaaaa..
+ Bugün yokmuş örümcek adam, çok yorulmuş tatile çıkmış
- Yaaa banane bananee geyi gelsin
+ (Başka bir kanalı açar) bak oğlum yok hadi oyuncaklarınla oyna sen aslanım benim, sana arabalar alacağım ben hadi..
- Uff ya sonya geliy di mi
+ Gelir gelir hadi oyna sen (arkasına yaslanır vicdansız:P)

2. Seni leylekler getirdi yavrum

Küçük yaşlarda çocuklar pek meraklı biliyorsunuz olur olmaz her şeyi sorabiliyorlar işte bu sorulardan biri de anne/baba ben nasıl oldum, nasıl yaptınız beni gibisinden bir soru. O yaştaki çocuğa nasıl anlatacağını bilemeyen anne baba (kim uydurmuş bilmiyorum ama en çok söylenmiş yalandır heralde) leylek leylek getirmiş derler hep, bu biraz azaldı heralde şimdilerde ama hala var :)


- Anne ben nasıl oldum
0 Imm şeyy Levent sen anlat oğluna benim mutfakta işim var.
+ Lan.! öhömm şey oğlum şeyyy
- Ney buba neyy yaaaaa
+ Oyuncaklarınla oyna sen hadi boşver aslanım benim
- Öff ya sen de bilmiyorsunn
+ Bilmez miyim hiç seni şey haa leylekler getirdi evet leylekler!
- Leylekler mi ama Kaan abim öyle demiyoy,
+ Ne diyor Hakan yavrumm
- Şimdi önce ........ sonra..... ben oluyormuşum ondan sonra da..
+ ??:/ (huhe:P)

3. Yüzünü öyle yaparsan öyle kalır hep, kızlar seni beğenmez..

Çocuklar, dikkat çekmeye çalışmak için veya eğlenmek amaçlı eliyle yüzünü yamar yumar ördek surat falan yapar, garip garip şeyler yapabilirler. Anneler babalar ise yapma oğlum öyle bak sonra öyle kalır Ayşe seni beğenmez derler yapmasın diye ama buna kim inanır Kadir bile inanmaz :)))


+ Yüzünü öyle yapma Hakan çok çirkin oluyorsun.
- Yaa banane ne güzel oluyoy öydek oldum ben..
+ Yapma oğlum kızlar beğenmez seni sonra
- Yooo çok gülüyoylay böle yapınca
+ Yüzün hep öyle kalır ama o zaman beğenmezler seni
- Korkar önce yapmaz ama sonra bakıyor bir şey yok devam eder :) 1 saat sonra "anne bayk ben öydek oldum" :)

4. Erkek adam ağlamaz..

Türkiye'ye özgü bir yalan sanırım bu, başka yerde de var mıdır acaba.:) Çocuk ağlamaya başlar haliyle çocuk, çocuk sussun diye hemen ilk söylenen şeydir, erkekler ağlamaz hiç yakışıyor mu sana derler. Çocukta büyüyüceye kadar devam eder öyle sanar artık kanıksar, bir şey olur ağlamaz tutar kendini falan. Nasıl bir yalansa tüm hayat boyunca etkiliyor :)


+ O ayabadan istiyoyum baba alalım mı
- Hakan oğlum aynısından evde var daha dün aldık olmaz!
+ Yaaa bu daha güzell kıymızı ayaba buu
- Hayır dedim hadi gidiyoruz..
+ Ühühühüüh yaaaa ühühüüh
- Erkek adam hiç ağlar mı ben ağlıyor muyum bak hiç, ağlayan erkekleri sevmez kimse, kızlar kaçar senden
+ Dövcem o kızlayı yaaa üff ühühüh yaa.. (Biliç altına işliyor sonra bu yalan:d)

5. Şeyinle çok oynarsan içine kaçar veya düşer oğlum

Erkek çocukları meraklı olduğundan en çokta önünde duran şeyin ne olduğunu ne işe yaradığını çok merak ederler haliyle, sürekli elleri oraya gidip durur. Tabi o zamanlar kendi vücudunu tanıma zamanı. Tabi bu anneler babalar tarafından çok istenen bir şey değildir hemen yine yalan oynamasın diye. Oynama şeyinle düşer bak sonra ya da içine kaçar gibisinden çok yaratıcı yalanlar:))


- Hakan oynama oğlum oranla.
+ Niye yaa amcamlay gelince diyosun ama aç olum göstey diye
- O başka bu başka çok oynarsan içine kaçar bak hem elin pislenir yapma!
+ (İçine kaçar deyince bakar anlayamaz) kayçmaz benim ki yaaa
- Daha oynamaya devam edersen düşer bile
+ Yaaaa düşmez annee babam ne diyooo ühüh
0 Düşmez oğlum düşmez hadi elini yıkayalım gel,
+ (Kafasında sorular düşey mi acaba ki yaa kaan abime soyayım ben bunu o biliyyo)

Daha ne yalanlar ne yalanlar var ah ah:) Bir destekleyici sözler var aslanım benim gibisinden gaz vermece şeyler. Çok çakallar ok bu anne babalar, acaba ben de baba olursam ileride yapar mıyım böyle şeyler, düşünüyorum daha bulamadım:)

Bunun kız çocuğu versiyonunu yazsın biri yahu ne güzel olur yapın bunu:)
Devamı >>

15 Nisan 2010 Perşembe

Yazar oldum ben!


Ben buraların yenisiyim.

Sevgili Uktürk ile konuşurken konuşurken en sonunda daha fazla dayanamadım ısrarlarına ve blog editörü yazarı olmayı kabul ettim. Cidden yazmaya başladım ama ne yazacağımı pek bilmiyorum şu an. Yazmaya aşık bir insanım, kendimi bildim bileli yazıyorum. Biraz tembelim yayınlamak konusunda belki ama yazmaktan geri kalmıyorum hiç.

Şahsıma ait 3 adet blogum var esasında. Bunlardan birinde gündelik hayatımı anlatıyorum ama bunu yaparken de markaları kızdırmayı pas geçmiyorum, kıyısından köşesinden pazarlama filan yazıyorum. Valla bazen ne yazacağımı kestiremiyorum film eleştirisi de yapıyorum, şarkı sözlerini de masaya yatırıyorum, siyasete girip, tarihten de çıkıyorum. Anlayacağınız Ne desem yalan Olur!

Sonra bir diğerinde ise okurken inanılmaz kasvetli bir havaya gireceğinizi düşündüğüm blogum var. Burada daha çok edebî yazılarımı paylaşıyorum. Küçük hikayeler, mektup türünde yazılar ya da günlük yazılarını burada paylaşıyorum. Hayal dünyam çok acayip gerçek dünyayla karıştırabiliyorum bazen. Yaprak yaprak yazılar birikiyor, yapraktaki iz diye bir blog çıkıyor orataya.

Bir de oradan buradan alıntılar yaptığım, şarkıları, fotoğrafları paylaştığım oyun tadında bir blogum var.

Bunun dışında bir internet televizyonunda programım var izlemek isterseniz bir mail atın yeter paylaşayım ismini. (Daha konuşmadık sevgili editörümle ne yazarım ne yazamam bu diyarlarda (: )

Bir e-ticaret şirketinde satış geliştirme uzmanı, sosyal medya yöneticisi olarak çalışıyorum. Türk Sanat Müziği'ne bayılıyorum. Hem dinliyorum hem söylüyorum. Yüz yüze tanışırsak söylerim bir şarkı size de (: Adanalıyım. Acıyı ve kebabı çok severim. Bazen sinirlenirim ama esasında her güney insanının olduğu gibi şeker gibi bir insanım ben. Modern bir insanım galiba şöyle tipime bakarsanız ama kafam inanın bu yüzyıla ait değil. 60'lar da 70'lerde yaşasaydım derim hep.


Yani bu seferlik böyle kendimi anlatmış oldum ama ne bileyim, beni biraz tanıyın da sonra yazdığım şeylerin alakasızlığından "bu ne be!" diye şikayet etmeyin diye yaptım.


İyi yapmış mıyım?

Yapmışın deyin be Hacılar!

Betül

18:53, 15 Nisan 10


Devamı >>

13 Nisan 2010 Salı

Enes Kanter | yeni Nowitzki olmaya aday

Bu ülkeden Hidayet, Mehmet Okur ve Ersan gibi isimler çıktı ve şimdi NBA'de bizi temsil ediyorlar iyisiyle kötüsüyle kendilerini kabul ettirdiler. Bu isimlere katılacak belki de abilerinin başarılarının üstüne çok daha fazlasını koyabilecek bir isim var. Zaten kendini her şekilde belli ediyor. Basketbolu takip eden he rinsan onu biliyor aslında şimdilerde se daha da bir ön plana çıktı sanki, herkes yavaş yavaş tanımaya başlayacak bu yeteneği. Birçok yabancı blog ve scout sitesi gezdim Enes ile alakalı bir çok güzel yorum bulunmakta.


Peki kimdir Enes Kanter. Sadece 18 yaşında genç bir basketbolcü. Ama yaşı kadar küçük değil basketbolu, avrupanın belki de şu anda en çok gelecek vaad eden basketbol oyuncularından biri Enes kendi yaş kategorisinde. Bu da onu farklı kılıyor zaten.

Bu hafta içinde Nike Hoop Summit organizasyonunda ki maçta ABD karması ile Dünya karması karşılaştı ve benchten başladığı maçı sadece 24 dakika da 34 sayı 13 ribaund ile tamamladı ve bu alanda rekor Alman oyuncu Dirk Nowitzki'ye aitti 33 sayyıla. Yanılmıyorsam 1998 yılında elde etmişti bu başarıyı. Enes üstün performansıyla bunu tarihe gömdü bir çırpıda.Videoda performansını izleyebilirsiniz ayrıca.



Enes bu yaz Fenerbahçe'nin teklifini reddetip eğitimimi ABD de sürdürmek istiyorum diyerek orada hem eğitimini hem de basketbol yaşantısını sürdürmeye başladı. İlk başlarda buna herkes karşı çıktı ama bence en iyisini yaptı, daha çok göz önünde oluyor böylece bence. Ömer Aşık'ın durumun görüyoruz Fenerbahçe'de. University of Kentucky Wildcats de oynayacak ayrca 2010-2011 sezonunda. İlerki yılında iyi bir sıradan NBA draft olacak büyük ihtimalle ayrıca.

Okuduklarıma göre biraz atletik özelliklerini geliştirip, blok gibi esktra şeyler de yapmaya başlarsa çok daha iyi bir oyuncu olacak Enes. Bunları yaparsa işte Yeni Nowitzki tabirini hak edecek gibi duruyor. Bekleyip göreceğiz. 2-3 sene içinde verir zaten o ışığı bize:)

Ayrıca 2009 U18 Avrupa Şampiyonasının MVP si oldu kendisi. Daha ne olsun. İstatistiklerini verip çekileyim ben onlar konuşsun, ileride nasıl olsa Enes Kanter'i çok daha fazla duyup konuşmaya devam edeceğiz.

İstatistikler Enes daha 16 ve 17 yaşıdayken ulaştığı rakamlardır :)


Umarım gelişimi sürdürür bizi de gururlandırmaya devam eder Enes Kanter.
Devamı >>

Çapkın erkeklerin gerçek yüzü | Kızlara Dersler 6

Konnichi wa:) Bir kızlara dersler bölümüze daha hoşgeldiniz. Bugün çok önemli bilgiler vereceğim size. Yani bunu başka yerde bu derece kaliteli bu derece akıcı bir anlatımla bulmanız olanak dahilinde değil huhe:)Konumuz şu, çapkın erkek nasıl olur, davranış şekilleri nasıldır. Karşıdakini tanımak gerekiyor korunmak için:) Hazır mıyız, e o zaman. :)


Öncelikle sağa sola sarkan ona buna laf atan erkek çapkın değildir. Bu tanım yanlıştır. Onlar olsa olsa ne olabilir bilmiyorum. Ama değil :)) Gerçek çapkınlar genelde cool takılırlar ama bu coolluk herkesin görebildiği yerlerde geçerlidir. Fazla ilgilenmez gibi yaparlar. Ama hoşlandıkları bir kız görünce bir şekilde iletişim kurmaya çalışırlar. Ondan sonra karşı tarafı ürkütmeden harekete geçerler, eğer kızın yüz vermediğini anlarlarsa bir çırpıda bırakırlar zaman kaybına gerek yok mantelitesi rol oynuyor burada:) Aynı zamanda isme leke sürdürmemek gerek :)

Ama bir ışık gördüyse bırakmazlar peşini. Bu ışık naz oluyor, kızın da gönlü var ama hemen koy vermiyor gibisi yani:) Büyük bir çoğunluğu kimseye çaktırmadan yapar yapacağını. Özelde halleder yani, ulu orta anlatmaz hiç bir şeyini, veya adımlarını:) Bu sayede hem dışardan aslında ilgienmiyor havası verip her kıza bir kapı açar hem de karizmaya zeval getirmez bu şekilde. Çok çakaldırlar çok aman dikkat:)

Ayrıca bu saman altından su yürütme tekniği sayesinde bir çok kız ile görüşebilir,o kızların ise sadece kendisi ile ilgilendiğini sanmasını sağlar, kız bilmiyordur ki bu oğlan 2-3 tane birden idare etmeye, tavlamaya çalışıyor. Rahattır hiç kasmaz kendini, zaten cümlelerine de yansır bu ve en önemli nokta çok rahat yalan söyleyebilir. Ayakta bin türlü yalan oturarak allah bilir ne kadar:)) Yüzü falan kızarmaz, hiç kem küm etmeden direkt kurar senaryoyu.

Mesela ararsınız açmaz telefonu, 1 saat sonra mesaj gelir ay bebeğim evde, arabada.. unutmuşum telefonu ondan açamadım, kızmadın di mi nasıl unuturum ya evde telefonu, çok şaşkın oldum bugünlerde. Sonra hemen başka konuya bağlama. Genelde kızlar yer bu numarayı, hep yer hatta istinasız, belki başta trip yapar ama sonra boş ver deyip geçer. Bana anlatılanlardan biliyorum ben de:)

Entel çapkınlar da vardır bunlar en tehlikeli olanlar. İyi bir işe sahiptirler ve bilgi birikimleri yüksektir aynı zamanda ağızları süper laf yapar. Yukardakiler onlar için de geçerli ama bunların alıcısı daha fazladır. O takım elbise, o araba, o gülüş bir çok kızı kandırıyor malesef, kanmayın kanmayın ah ah hiç akıllanmayacak bu kızlar huhe:)) Cooluğun doruk noktalarıdır bunlar, bıraksan uçarlar yani oderece, ağırdırlar fazlasıyla.

Ama kızlar, en büyük düşmanınız yine hemcinisiniz kadınlar. Biz erkekleri de sizler bu hale getiriyorsunuz. Mesela yakışıklı birini görünce hemen belli eden dik dik bakanlar olduğu sürece bunlarda böyle havalı havalı gezmeye devam eder. Aynısı kadınlar içinde geçerli, güzel kızlar genelde şımarıktır ve fazlasıyla havalıdır ı yüzden bunu da suçu biz erkeklerde. Doğa kanunu mu nedir bu anlamadım.

Daha fazla tüyo isteyen olursa seve seve yardıma hazırım. Bu sadece bir kısmı:)) Bir sonraki dersimizde görüşmek üzere kendinize çok ama çok iyi bakın. Esen kalın huhe:)
Devamı >>

12 Nisan 2010 Pazartesi

Zooda Yolda | Gezi Blogu

Merhabalar, blog epey zaman boş kaldı Damat'ın eksikliği hissediliyor, bahar gelince gevşedi tabi gönül yayları, gençlik işte:P O zaman bahar kadar güzel cıvıl cıvıl bir blogtan bahsetmek konsepte çok uygun olacak diye düşünüyorum ben. Bir gezi blogundan bahsedeceğim daha önce de buna benzer olarak Arjantin'den Papağan Gibi Yazılar blogundan burada bahsetmiştik. Üzerinden de epey geçti şu anda yazmıyor ama güzel bir arşivi var onunda. Evet bloga geçelim:P


Blogun Adı: Zooda Yolda

Seyahat etmeyi seven bir insan olduğumdan böyle güzel gezi bloglarını görünce dayanamıyorum hemen favorilerime ekliyorum, arşiv niteliğinde çünkü. Bir gün olurda gidersek ne var ne yok okuyup öğrenmesi çok iyi oluyor çünkü. Oraya gidince hava atabiliyorsunuz ben biliyorum yaparım bak bunun da burası güzel gibisinden, şurada kahve içelim gel harika diyolar gibisinden. Şaka şaka:P Hadi gitmesende genel kültür oluyor sana, yeni şeyler öğreniyorsun bir nevi.

Zooda Yolda'da çok güzel bir blog. Amerika kıtasında gitmedik ülke bırakmamışlar gibi sanki. Güney, Orta, Kuzey Amerika kıtasının her yerini karış karış geziyorlar. Kim peki bu gezginler, kendileri açıklamış; "Avcı kedileri Totoro ile İstanbul'da ikamet eden, Zooda Team (Tanzoo ve Eda) 30'lu yaşların hemen başında, tasarım ve arkeoloji eğitimi alıp, reklam ve pazarlama ile uğraşıyor. Ekibin dişi kısmının kışkırtması, karşı tarafında dünden razı olması sonucu yola çıktılar ve hiç pişman değiller."

Pişman olmak mümkün değil zaten değil mi. Orta ve Güney Amerika benim en çok görmek istediğim yerler aslında. Bir de böyle oraların altını üstüne getiren çiftler, gezignler görünce bir içim bir içim gidiyor anlatamam. Kıskanıyorum yani:P Gezginlerimiz Şili'de sanırım depremi de yaşamışlar neyse ki sorunsuz atlatıp Arjantin'e kendilerini atmışlar.

Şu anda ise Arjantin'deler. Oranın altını üstüne getiriyorlar. Buenos Aires görmedi böyle gezgin:) Gezdikleri yerler ile alakalı daha çok fotoğraf görmek isteyenler de varsa burada sizlere sunmuşlar onları. Bakmak hayata olan bağlılığınızı arttıracaktır kesnlikle. Penguen değil mi o :P Blogun sağ tarafındaki etiketlerden hangi ülkeyi okumak istiyosanız ona tıklayın bence hepsini okuyun:)

Kısacası okumak için çok güzel bir blog. Şimdi okumasanızda ekleyin bence ileride belki lazım olur neden olmasın. Hem gezi yazısı okumak çok güzel oluyor tavsiye ederim, bilmediğinizden heyecanlı oluyor fazlasıyla :P
Devamı >>

10 Nisan 2010 Cumartesi

Rusya: 2 ABD: 0 (Polonya ve Kırgızistan)

Rusya ve ABD yüzyüze savaşmasalarda yani ortada bir savaş gözükmese de istihbarat örgütleri aracılığıyla aslında savaşıyorlar bir şekilde. Ama bu savaşı kendi ülke toprakları üzerinde değil de diğer devletler üzerinden gerçekleştiriyorlar. Sovyetler yıkıldıktan sonra bir bir bağımsız olan devletlerin büyük bir çoğunluğu zamanla Rus etkisinden sıyrılıp, çeşitli yollarla muhalifler finanse edilip ABD saflarına geçmeye başlamışlardı. Hatta Ukrayna'da Gürcistan'da da turuncu ve gül adlarıyla halk devrimi bile gerçekleştirdi ABD Rusya'ya karşı. Rus yanlısı hükümetler devrilip ABD yanlısı hükümetler geldi. Al brini bur ötekine aslında bunları hepsi kendi ülkesi çıkarına değil de ABD veya Rusya çıkarına çalışan piyon başkanlar!


Şimdi ise Rusya eski arka bahçelerini bir bir geri alıyor sanki. Önce ABD yanlısı Kırgız hükümetini devirdiler şimdi de ABD'nin füze kalkan projelerine destek veren AB üyesi ve batı yanlısı bir hükümet olan Polonya'nın içerisinde neredeyse Polonya'yı yöneten herkesin olduğu Başbakan ve Genel Kurmay Başkanı dahil olmak üzere herkesi ortadan kaldırdılar. Buna bir kaza demek gelmiyor içimden nedense, içinde bu kadar önemli insanların olduğu bir uçak aynı zamanda. Rusya bu fırsatı kaçırmadı diyebiliriz.



Yukardaki video da düşen ukaçkla ilgili görüntülere bakabilirsiniz. O uçaktan kurtulmak mucize olurdu zaten. İnişe geçerken bir uçak neden hızlanır daha da anlamadım ben! İşin garip yanı bu kadar önemli ismin hepsinin aynı uçakla seyahat etmesi, çok aptalca gerçekten. Gel beni düşür demenin başka bir yolunu bulmuşlar bu sayede bence. Ayrıca düşen uçak için uçan tabut diyorlar yani sabıkalı bir uçak ve tam 20 yaşında bir eski Rus uçağı ve hepsi bu uçan tabuta doluşuyorlar. Akıl alacak gbi değil gerçekten. Pilotta rusmuş galiba belki dalış yaptı bilmek güç ama kaza olarak kalacağı kesin bence.

Kırgızistan zaten Rus ABD it dalaşının en yoğun olduğu yerlerden biri heralde. Bir o darbe yapıyor bir o. Öz benliğinin yitirmiş bir Türk olduğunu unutan Kırgızların sonu ancak bu kadar kötü olurdu zaten, satılmış yöneticiler ve benliğini unutmuş bir halk.! Bize bir ibret olur umarım kendi benliğini unutan bir millet ne hale gelebilir, onun bunun oyuncağı haline nasıl gelir en güzel örneği Kırgızistan galiba.


Bizde de ne uçaklar ne helikopterler düştü Isparta'da Maraş'ta daha neden düştükleri bile belli değil heralde, karanlık kaldı ucu. Bu işler böyle dönüyor artık dünyada. ABD ve Rusya kendileri yorulmadan da çok o ülkelerdeki satılmış adamlar aracılığıyla yapıyorlar bu işleri. Bakalım önümüzdeki maçı kim kazanacak ABD mi Rusya'mı? Rusya çok iyi kontra atağa çıkıyor ama ABD nin defansı kuvvetli heyecanlı bir bekleyiş bizi bekliyor yine.
Devamı >>

8 Nisan 2010 Perşembe

Lost izlemeyen insan profili | analiz

Konnichi wa:) Lost dizisinin tüm sırlarına erdim ben. Lost gibisi var mı ya. Her gün izliyorum (her gün!) özellikle o şey o yok mu şey unuttum ismini, yerim onu ben, o ne tatlılık bir de o ada yokmu o ada, cennet cennet insanın gidip yerleşesi geliyor. O uçak nasıl düştü öyle yahu di mi:) işte diziyi izlemeyen insan psikolojisi bu kadar karışıktır böyle bir ikilem arasında gider gelir. Acaba izlesem başlasam bitiririm iki günde der bazen, sonra yok lan herkes izliyor ben izlemem der ama izlemediğini çaktırmaz elinde geldiğince hıı öyle evet, geçen bölüm harikaydı evet, annanemgile gitmiştim izleyemedim ben huhe:)


Özellikle arkadaş çevresinde herkes Lost izleyip bir sen izlemiyorsan özellikle Lost sonrasında kendini dışlanmış bırak 3.sınıfı 30.sınıf insan hisseder kendini. O an intihar girişiminde bulunsam acaba ilgi çekebilir miyim bırakırlar mı bu muhabbeti diye düşünebilebilir çok behbahttır o an için:)

Havada uçuşan Lost sırları ve daha yeni bölümü izlememiş olanların spoiler verme spoiler vermesene lannn!!!11!! gibi serzenişleri karşısında ne oldu lan darbe oldu mu dizide diye düşünür bir an. Şaşırır ne oldu ki acaba diye endişe duyar ne diziymiş arkadaş ben de mi izlesme ki diye düşünür hatta spoiler ne lan diye düşünenleri bile var huhe:)

Ne eksantrik diziymiş sürekli birşey çözüyorlar halbuki Aşk-ı Memnu öyle mi önce Bihter Behlül'e ne zaman verecek diye merak ediyorduk sonra verdi kurtuldu ondan sonrada Nihal Behlül'e ne zaman verecek derdine düştük ya peki Firdevs ne zaman verecek Çetin'e (yoksa kaçırdım mı), Adnanın boynuzları uzadı mı ne gibi hayat dolu şeyler var, yemişim sırrını lan diyebiliyor izlemeyen biri. Ben bihterin sırrına ersem yeter bana huhe:)))

Bence lost ile bir Yaprak Dökümü bir Kurtlar Vadisi aynı kefededir arkadaş. Bunun 3'ü de çok izleniyor. Yaprak Dökümü izleyince amele Lost izleyince cool mu olunuyor yani. Dikkat ettisen hemen yapay tartışmalar yarattım:)) aynı kefeye koydum aşağıladım :)) Ya bi yürü gitt bii bırakkk :)) Lost izlememek daha büyük bir coolluk bence lan herkes izliyor zaten, ben mesela zerre bir şey bilmiyorum bir karesini dahi izlemedim, sadece bir uçak adaya düşüyor işte insanlar karı kız falan huhe:) Haa bir de Jacob ile Desmondd muydu ne onu biliyorum. Desmond diyince aklıma derimod geliyor huhe:))

- Lost ne lan.!
+ Dizi, çok güzel izlemelisin şimdi başlasan yetişirsin yeni sezona
- Humm dizide güzel bir hatun varmış diyorlar!
+ Evet güzel kadın oyuncular var, iyi oyucu hepsi.
- Şimdi orası ada ya bunlar mayoyla şortla falan geziyorlardır di mi
+ Eee evet haliyle oluyor ne alakası var diziyle
- Ona göre izleyeceğim öyle olmazsa konsantre olamıyorum diziye.
+ İzleme o zaman Lost öyle bir dizi değil.
- Zaten iyice amele dizisi oldu izlemeyecektim ben zaten, seni denedim.
+ Allah belanı versin Sabri!
- Amin canım.

İlgimi çekmiyor arkadaş izlemiyorum, sorgulamayın biz izleyenleri sorguluyor muyuz huhe:) Siyah dumanın sırrını çözün önce siz sonra gelin :) İzleyen de izlemeyen de insandır severiz yaradandan ötürü huhehhe:)) (Tayyip Mode)
Devamı >>

5 Nisan 2010 Pazartesi

En damar Cengiz Kurtoğlu Şarkıları | ilk 11

Selam gönlümün dostları. Dikkatinizi çekerim selam dedim:) Yazıya uygun olsun çabasındayım:) Ağır takılıyorum şu anda sırıttığımı düşünmeyin bile çok ciddiyim ben gülüyor muyum !!!birr!! huhe:) Aman canım evet cicişler bugün de sizin damarlarınıza kan yapacak damar şarkılar paylaşacağım, yüzünüze renk gelin biraz :)) İstek vardı bu konuda yoğun istekler üzerine:) bu listeyi yapmaya koyuldum. İşte o liste damat ferit gururla sunar:)) benden nefret etmeyin lütfen huhe:) Her şarkı türüne kapım açık emeğe saygı:))

En Damar Cengiz Kurtoğlu Şarkıları

11. Senin Eserin

Bu şarkımız 2005 yılındaki Ayrılık Saati albümünden bir parça. Bu şarkının sözlerini Yurdagül Özay, müziğini ise Sezer isimli biri yapmış. Çok güzel bir şarkı sözler harika bir kere şarkıya yaşayan efsane Cengiz baba Gideceğini bilseydim bir gün böyle uzaklara, kilitlerdim şu gönlümü, düşmezdim kara sevdaya dörlüğüyle giriyor ve gözünde yaş varsa senin, içimde dert varsa senin, saçıma aklar düştüyse, bu senin, senin eserin diye devam ediyor. Aman aman:)



10. Unutulan

Cengiz Kurtoğlu'nun en güzel şarkılarında biri. 1986 yılında daha ben ozaman yeni doğmuşum çıkan efsane albümüyle aynı ismi taşıyan şarkısı. Şimdi efsane olmuş bir çok şarkı bu albümden mesela. Şarkının girişi çok hoş özellikle. Önce bir kaç damla yaş diye giriyor ya şarkıya orada biriyor işte olay off :)



9. Gelin Olmuş Gidiyorsun

Bu şarkımızda o efsane albümden yine 1986 yılında çıkan Unutulan'dan. Gelin olmuş gidiyorsun bana veda ediyorsun ağlama diyorsun ağlamamak elde değil diyerek gönüllere taht kuran yıllar geçmesine rağmen eskimeyen bir şarkı:) O albümün A1 şarkısı ayrıca bu:) Vay da vay yani:)



8. Hani Sen Benimdin

Bir başka güzel şarkı daha. Cengiz Kurtoğlu'nun 2001 yılında piyasaya çıkan Yalancı Bahar albümünün A1 parçası. Bu şarkıyı Hakan Altun'da söylemişti galiba önce kim söyledi bilmiyorum ama güzel bir şarkı. Hani sen benimdin, hani gözbebeğimdin hani en çok beni sevmiştin diye bir nakaratı var şarkının. Güzel damarlardan:)



7. Resmini Öptüm de Yattım

Cengiz Kurtoğlu'nın 1988 yılında çıkan Bizim Şarkımız albümünün en baba parçası Dün gece resmini öptüm de yattım. Bir klasik haline geldi çoktan, bilmeyen en az bi kere de olsa dinlemeyen yoktur heralde bu şarkıyı. Ne diyor bak bir; Derdime dermanı bulayım diye, bir parça mutluluk duyayum diye, rüyamda seninle olayım diye, dün gece resmini öptüm de yattım :)



6. Yalancı Bahar

Cengiz Kurtoğlu'nun 2001 yılındaki albümünün en güzel şarkısı diyebiliriz. Sözleri çok güzel ama, sgözlerin ayrılık adresi sanki, aşkıma ihanet beklemiyordum, bu muydu sevdanın payına düşen, ben seni gözümden sakınıyordum, yaşamaksa yaşanılır kader buysa katlanılır diye devam ediyor, güzel güzel 6 numara da olmayı hak ediyor:) Yalancı Baharın yalan çiçeği vefasızlık senin meziyetinmiş aheyy:)



5. Ümit Yere Batsın

Geldik 5 numaraya. Bu şarkımız da 1987 yılında çıkan Yllarım albümünden. Bana göre o albümün en iyi şarkılarından biri. Özellikle eski kayıt sesiyle daha bir hoş sanki:) Ne diyor peki şarkıda Cengiz; Sen artık ellerin olduktan sonra, neyleyim bu aşkı al yere batsın, bütün hayallerim solduktan sonra ümit yere batsın fal yere batsın :)



4. Aşkımsın Sen

Of of dedirtecek bir şarkı daha. Cengiz Kurtoğlu'nun 2000 yılında çıkan Sözlerim Sevenlere isimli albümünden. Efsane olmuş şarkılardan biridir bu da. Aşkımsın sen, gecelerde, yüreğimde, bedenimde, iki damla yaş olursun, gözlerimde sözlerimde :)



3. Hain Geceler

3 numaraya geldik. Harika ötesi bir şarkı o şarkının sakin girişi ve devamı ancak bu kadar güzel olabilir heralde. 1998 yılındaki Hain Geceler albümünün çıkış parçası aynı zamanda. Arabesk şarkılar arasında en güzellerinden biridir diyebiliriz heralde. Geceler düşmandır, bundan sonra bana, yaşamak artık haram sensiz buralarda, hayaller kurardık, günlerce başbaşa, seni alıp götürdüler kaldım bir başıma.



2. Küllenen Aşk

Bu yazıyı yazarken epey bir arabek parça dinledim içim dışım arabesk oldu ama bu şarkıdan sıkılmak mümkün mü arkadaş. Ne kadar güzel bir şey bu:) Yıllardır küllenmiş aşkın var bende, aşkın mekan kurmuş yanan gönlümde, beni tertdipte gittiğin halde, sana intizara kıyamıyorum:) Bu parçada 1986 yılındaki Unutulan albümünden. Adam yapmış söylemiş abi dedirten bir şarkı kısaca:)



1. Duvardaki Resim

Ve geldik 1 numaraya. Vazgeçilmez şarkı, arabeskin kral parçası. Duvardaki Resim:) Bu şarkıda o efsane unutulan albümünden. Yok böyle bir şarkı :) Özellikle şarkının o girişi hadi canım sen de dedirtir harikadır. Sözleri de güzel olunca geriye dinlemek kalıyor bence:) Duvardaki resminle avunur gönlüm, daha dün yanımdaydın şimdi nerdesin, ne çabuk unutuldu nerde o sözün?, belli ki dönülmeyen uzak yerdesin... Allahım sana geliyorum :)



Ve bitti listemiz. Zor oldu vallahi benim için bu listeyi yapmak epeyde zamanımı aldı ama güzel oldu liste. Gelecek nesillere aktarılacak böylece:) İlerideki genç nesilleri de bu şarkılarda zehirlemek lazım azda olsa:) Hatırlatma fazla arabesk dinlemeyin karamsar yapar insanı arada dileyin çok değil eğlenceli şeyler dinleyin lan:)

Neyse haydi hayırlı olsun. Damata selam Damara devam :))
Devamı >>

4 Nisan 2010 Pazar

Yejades | gelin olmuş gidiyorsun bana veda ediyorsun

Bu yazıyı 2 gün önce yazacaktım ama işim çıktı İstanbul dışına çıkmak zorunda kaldım çok geç olmadan yazayım dedim. Hepinizin severek okuduğu Yejades topladım tasımı tarağımı gidiyorum bu alemden diyor bu gece son şarkısı eşliğinde gidecek galiba bugün blogunu kapataraktan.:( Kendisini o kadar ikna etmeye çalıştım ama damardan girerek ikna olmadı kararım kesin abi gideceğim dedi ben de boynumu büktüm kabullendim gidişine.


Yejades benim ilk bu blogu açtığımdan beri gözümün önünde olan bloglardan. Deli dolu, hayat dolu bu kızımızı çok sevdim ben kimler geldi geçti ama o hala number one blogcuydu benim gözümde. Kendisini blogstar bile yaptık zamanında inanmıyorsanız bakınız :P Vol2 si hiç olmadı o blog starın onun gibisini bulamadım çünkü bir daha da gelmeyecek gibi sanki onun kadar içten ve eğlenceli biri. Dikkat edersen duygusal takılıyorum aslında pamuk gibi kalbim var benim ama sadece sevdiklerime, sevmediklerim taş kalbimle tanışıyorlar genelde.:P



Evet ne diyorduk Yejades belki bugün gidiyor ama her zaman blogmania daim olduğu sürece blogun sağ tarafında sizlere bakan 12 harika blog yazarı arasında durmaya devam edecek silmeyeceğim oradan. İsterse hani yazmak istedi sonra bir şeyler gelip yazabilir her zaman için:) Hatta özlüyoruz diye bir bölüm mü yapsak ki oraya hehe:P Aslında blogundan çok kendisini sevmiştim ben blogu da onun bir devamı olmuştu. Bir kız kardeşim olsa ancak bu kadar benimserdim heralde, ismini cismini okulunu biliyorum zaten ellerim yakasında her zaman nereye kaçıyorsun sen arkadaş sorarım sana. 5 dakika da buluruz İstanbul ayalarımın altında:P hehe:P

Blogunu kapatıp gitmekte kararlı olan Yeşo'yu o zaman boş göndermek olmaz onu bir şarkıyla gönderme düşüncesindeyim. Sizler de bu şarkıya hayır demiyeceksinizdir umarım çok duygu yüklü bir şarkı Cengiz Kurtoğlu söylüyor gelin olmuş gidiyorsun bana veda ediyorsun sakın ağalama diyorsun ağlamamak elde değil haha:P



Hadi bakalım mutluluklar bebiş, ben her zaman burdayım:) Her türlü staj ve torpil ayarlanır ayrıca hatırlatma:P Bu arada evlenmiyor daha yanlış anlamayın hehe:P
Devamı >>
 
Copyright Blog Manias All Rights Reserved
ProSense theme created by Dosh Dosh and The Wrong Advices.
Blogerized by Bonard Alfin Blogger Templates.