Sanki bu ülkedekilerin birbirinin kıymetini anlaması için kötü bir şeyler olması gerekiyor. Evet aslında gerekmiyor ama öyle oluyor işte.
Normal zamanda birbirine giren, her fırsatta birbirinin kuyusunu kazmaya çalışan Türkler, böyle kötü olaylar meydana geldikten sonra birden silkelenip ''biz napıyoruz abi?''ciliklere başlıyor. Hemen yardımlar, birbirine tutunmalar, devletçilik oynayanları bir kenara atıp onlara kendi kendimize de yetebildiğimizi göstermeler.
Hani ailelerde birbiririne zıt kardeşler vardır, normalde sürekli dalaşıp birbirlerine laf sokma telaşına girerler de, herhangi birinin başına kötü bir şey geldiği zaman o zıtlıklar ortadan kaybolur ya işte öyleyiz biz de.
Bu zıtlıkların ortadan kaybolduğunu görünce mutlu oluyorum, diyorum ki ''galiba o kadar da fena değilmişiz, meğerse umut hala varmış'' . Hele az önce ekşisözlükteki bir entry'i okumam ve akabinde salya sümük ağlamaya başlamamla birlikte gerçekten hala umudun var olduğunu anladım. Buyrun siz de okuyun, ama dikkat gözünüze bir şey kaçabilir...
Devamı >>
Normal zamanda birbirine giren, her fırsatta birbirinin kuyusunu kazmaya çalışan Türkler, böyle kötü olaylar meydana geldikten sonra birden silkelenip ''biz napıyoruz abi?''ciliklere başlıyor. Hemen yardımlar, birbirine tutunmalar, devletçilik oynayanları bir kenara atıp onlara kendi kendimize de yetebildiğimizi göstermeler.
Hani ailelerde birbiririne zıt kardeşler vardır, normalde sürekli dalaşıp birbirlerine laf sokma telaşına girerler de, herhangi birinin başına kötü bir şey geldiği zaman o zıtlıklar ortadan kaybolur ya işte öyleyiz biz de.
Bu zıtlıkların ortadan kaybolduğunu görünce mutlu oluyorum, diyorum ki ''galiba o kadar da fena değilmişiz, meğerse umut hala varmış'' . Hele az önce ekşisözlükteki bir entry'i okumam ve akabinde salya sümük ağlamaya başlamamla birlikte gerçekten hala umudun var olduğunu anladım. Buyrun siz de okuyun, ama dikkat gözünüze bir şey kaçabilir...
ömrü hayatımda duyduğum en anlamlı söz oldu bu.
ağlaya ağlaya yazıyorum bunları...
deprem olur olmaz van'a kazak, bot, mont gibi eşyalar gönderirken montun cebine "geçmiş olsun kardeşim, ben de gölcük'te senin şu an yaşadıklarını yaşadım. maddi manevi ne sıkıntın olursa bana 05xxxxxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsin, hiç çekinme." yazılı bir kağıt koyulduğundan 3 gün sonra gelen mesaj:
"allah razı olsun kardeşim. şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. sana söz bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım."