
Blogun Adı: 67 den tavşan yapabilirim. Denersem.
Ne kadar güzel değil mi blogun ismi. 67 den tavşan yapabilirm ama denersem:) Blogcumuzun ismi Ezgi kullandığı nick ise Solenter. Bu güzel bloga geçen günlerde Damat'ın tanıttığı Larien'in blogundan sekerek ulaştım. Baktım kısa kısa yazılar var nedir ki nasıl ki derken yazıların çok hoşuma gittiğinin farkına vardım. Okuyunca sizde farkına varacaksınız bence:)
Bir kişisel günlük aslında. Çok uzun yazılar yok. Uzun yazılar sevmeyenler için tadımlık yazılar tam size göre. Hem kısa ama çok güzel yazılar var bu blogta. Özellikle böyle güzel bir mizah var blogta ben öyle sezdim, komik bir kız Ezgi. Yanılmıyorsa Ankara'da bir lise öğrencisi.
Bloglarda eskiden çok yoktu bu kadar liseli şimdilerde daha çok sanki ya da ben yeni farkına varıyorum. Çünkü Solenter Temmuz 09 dan beri yazıyor aslında. Bu güne kısmetmiş demek. Hayat... :P
Özellikle şu yazısı çok hoşuma gitti. Ankara ile ilgili ilk başta ne oluyor lan gerçek mi dedim ben vallahi dedim yalan yok sonra "şaka len şaka" demesiyle gerçek hikayeye geçiyor aman ne güzel:P Ankara güzeldir aslında ama; :)
Bahçeli'den Kızılay'a yürürken, şarkı söylüyordum.
Genelkurmay Başkanlığı'nın önünden geçerken.
Biri omzuma dokundu.
Arkamı döndüm.
Kulağından, omzundan kablolar sarkan, elinde telsizi olan bir adam.
'Yavaş ol piç ya da şarkını değiştir eğlenelim' dedi.
'Yavaş olamam şarkıyı değiştireyim' dedim.
Onun isteği üzerine start wearing purple söylerek yürüdük.
Pardon zıpladık.
Birden kayboldu, farkına bile varamadım.
Yanımda takım elbiseli adam ve kadınlar yürümeye başladı.
Saatime baktım.
Yemek araları olmalıydı.
Arkadan seslerini duydum.
"Bu akşam 312'de konser varmış gidelim mi Gökhan Bey ? "
Sevindim memurlara bak lan hayatlarını yaşıyorlar dedim.
Şakaşaka.
Böyle şeyler asla burada olmaz.
Adam omzuma dokundu ve 'Biraz daha düzgün yürür müsünüz hanımefendi ? ' dedi.
O sırada yanıma doluşmuş ciddi adamların bana pislik diyen bakışlarını gördüm.
Sokakta da böyle yürünmez arkadaş dediler.
Memurlar ise 'Bu lanet gün bitse' diyerek erkenden günden nefret ediyorlardı.
Çünkü burası ciddi bir şehir.
Ayağınızı denk alın.
Ezgi hem denerse 67 den tavşan bile yapabilen aynı zamanda güzel yazılar yazabilen bir kız. Hani blog okumayı seven çayın yanında biraz bloglarda gezeyim okuyayım hatta yorum yapayım diyen siz güzel insanlara göre bir blog. Eti Browni gibi blog anlayacağınız kaçmaz:P
Hem pazar günü blogcumuzun doğum günü. Bu da ona biraz erkende olsa bir hediye olsun tabi kabul ederse, ee bir blogcunun hediyesi de ancak bu kadar olur:P Seneye de bir Bmw alırız artık toplaşıp para toplarız falan:P
Güzel güzel, bir de unutmadan Google'a naberokulnasil yazıp aratsana:) Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan, bunu söylemeden yazıya başlayamazdım. Biliyorum çok esprili bir insanım ama kendine haksızlık etme sen de öylesin:P Bu zeka dolu esprilerime bir süre ara verip güzel bir blogla ortamı daha da güzelleştirmek eller havaya kıvamına gelmek istiyorsanız yazıyı okumaya devam edin:P Bu blog başka blog, güzel blog, cici blog:)

Blogun Adı: 67 den tavşan yapabilirim. Denersem.
Ne kadar güzel değil mi blogun ismi. 67 den tavşan yapabilirm ama denersem:) Blogcumuzun ismi Ezgi kullandığı nick ise Solenter. Bu güzel bloga geçen günlerde Damat'ın tanıttığı Larien'in blogundan sekerek ulaştım. Baktım kısa kısa yazılar var nedir ki nasıl ki derken yazıların çok hoşuma gittiğinin farkına vardım. Okuyunca sizde farkına varacaksınız bence:)
Bir kişisel günlük aslında. Çok uzun yazılar yok. Uzun yazılar sevmeyenler için tadımlık yazılar tam size göre. Hem kısa ama çok güzel yazılar var bu blogta. Özellikle böyle güzel bir mizah var blogta ben öyle sezdim, komik bir kız Ezgi. Yanılmıyorsa Ankara'da bir lise öğrencisi.
Bloglarda eskiden çok yoktu bu kadar liseli şimdilerde daha çok sanki ya da ben yeni farkına varıyorum. Çünkü Solenter Temmuz 09 dan beri yazıyor aslında. Bu güne kısmetmiş demek. Hayat... :P
Özellikle şu yazısı çok hoşuma gitti. Ankara ile ilgili ilk başta ne oluyor lan gerçek mi dedim ben vallahi dedim yalan yok sonra "şaka len şaka" demesiyle gerçek hikayeye geçiyor aman ne güzel:P Ankara güzeldir aslında ama; :)
Bahçeli'den Kızılay'a yürürken, şarkı söylüyordum.
Genelkurmay Başkanlığı'nın önünden geçerken.
Biri omzuma dokundu.
Arkamı döndüm.
Kulağından, omzundan kablolar sarkan, elinde telsizi olan bir adam.
'Yavaş ol piç ya da şarkını değiştir eğlenelim' dedi.
'Yavaş olamam şarkıyı değiştireyim' dedim.
Onun isteği üzerine start wearing purple söylerek yürüdük.
Pardon zıpladık.
Birden kayboldu, farkına bile varamadım.
Yanımda takım elbiseli adam ve kadınlar yürümeye başladı.
Saatime baktım.
Yemek araları olmalıydı.
Arkadan seslerini duydum.
"Bu akşam 312'de konser varmış gidelim mi Gökhan Bey ? "
Sevindim memurlara bak lan hayatlarını yaşıyorlar dedim.
Şakaşaka.
Böyle şeyler asla burada olmaz.
Adam omzuma dokundu ve 'Biraz daha düzgün yürür müsünüz hanımefendi ? ' dedi.
O sırada yanıma doluşmuş ciddi adamların bana pislik diyen bakışlarını gördüm.
Sokakta da böyle yürünmez arkadaş dediler.
Memurlar ise 'Bu lanet gün bitse' diyerek erkenden günden nefret ediyorlardı.
Çünkü burası ciddi bir şehir.
Ayağınızı denk alın.
Ezgi hem denerse 67 den tavşan bile yapabilen aynı zamanda güzel yazılar yazabilen bir kız. Hani blog okumayı seven çayın yanında biraz bloglarda gezeyim okuyayım hatta yorum yapayım diyen siz güzel insanlara göre bir blog. Eti Browni gibi blog anlayacağınız kaçmaz:P
Hem pazar günü blogcumuzun doğum günü. Bu da ona biraz erkende olsa bir hediye olsun tabi kabul ederse, ee bir blogcunun hediyesi de ancak bu kadar olur:P Seneye de bir Bmw alırız artık toplaşıp para toplarız falan:P
Güzel güzel, bir de unutmadan Google'a naberokulnasil yazıp aratsana:)
0 comments:
Yorum Gönder