
Blogun Adı: Just A Paper Doll
Paper Doll, kağıt bebek yani. 22 yaşında mimar adayı güzel bir kızımız (öyle sanıyorum) (ama tüm blogcular güzeldir) (Tribünlere oynayan parantez) yazıyor bu blogu. Epey bir süredir haberdarım aslında blogundan ama bugüne kısmet oldu burada yer vermek, ilk görüşte vurulmuştum aslında nasıl bu kadar ihmal ettim ben de anlamadım. Aklım başımdan gitti heralde bu kadar güzel bir blog görünce. Ancak toparlandım:P Hak vereceksiniz bana zate görünce siz de. Kalbi olanlar dikkat etsin aman :P:p
Kendisi "suyla ıslanır, yırtsan yırtılır.. saçma salak bi kağıt bebek.." dese de pek itibar etmeyin derim, nazar değmesin diye böyle demiş sanıyorum ben. Teyzem var benim çok garip değil mi teyzem var :) işte o güzel bir kız gördüğünde der hemen kağıt bebek gibi maşallah, alayım mı oğlum sana der haha :) Güzel bir şey kağıt bebek. Herkes kağıt bebek olsa keşke :P Artık bu gerçekte açığa çıktığına göre blogun bir köşesine nazar boncuğu falan koyar artık kem gözlere karşı :)
Blog Nisan 2009'dan beri bizlere blogger üzerinden sesleniyor. Koskoca 1 yılı devirmiş bir blog yani. İlk blogu açtığında biraz endişeli acaba her işi yaptığım gibi bu blog işini de bırakıp, sıkılıp ortada bırakıp gider miyim diye ama sonra sanıyorum zevk almış olacak ki bırakıp gitmemiş. Hala bizlerle :) Çok mesuduz :P
Blogda dikkatimi bir şey çekti. Çok ilginç. Uğur Dündar bu işe el atsın aydınlatsın bizi :P Mayıs ayı ile ilgili. Siz de baktığınızda göreceksiniz Mayıs aylarında daha fazla yazı yazılmış diğer aylara göre kat kat. Mayıs 2009 42 yazı var. Mayıs 2010 24 yazı. Rekorları alt üst etmiş bu zamanlarda:) Buradan da anlıyoruz Mayıs ayının özel bir anlamı var bence blogcumuz için. Kesin var eminim bundan :) Bu bir tesadüf olamaz :P Hayır hayır olamaz..!
Ne mi yazıyor blogta kendini yazıyor, seni yazıyor, beni yazıyor, hayatı yazıyor. Hayatın içinden biri o. O bir paper doll. Kağıt ama capcanlı, içten, sizden biri. ehe :P Kişisel bir blog yani, ama çok güzel anlatıyor derdini sakin sakin, hiç gaza gelmeden. Bu yönden bana hiç benzemiyor, keşke ben de böyle sakin yazabilsem. Ah ah o kadar hocalara gittim, okunmuş su içtim, pirinç yedim ama yok hala agresifim, hala heyecanlıyım, hala gevezeyim :P Paper Doll okuyarak bu konuda kendimi geliştireceğimi düşünüyorum açıkçası. Amin!
Ee hala bakıyorsun kalk bir su iç kendine gel etkilendin şimdiden galiba canım benim ya. Zor tabi ama heyecan yok önce derin bir nefes alıyoruz, başlarımız dik, göbek içeri. Sonra yavaşca tıklıyoruz bloga bak ne kadar kolaymış di mi :P Hadi bakalım :) Merhaba gençler ve kendini genç hisseden ama kendini kandıran yaşlılar, güzel bir blogumuzdan bahsedeceğim bugün. Geleceğimiz onlar bizim. Blogların geleceği. Arkası yarın biri dizi edasında ama film gibi. Hollywood'un dahi çocuğu ukturk yönetmenliğinde çıkmaz ayın son çarşambası tüm sinemalarda. Kaçırmayın üzülürsünüz:) Bi' saniye uyarı geldi rejiden evet dolmuş galiba saçmalama kotam konuya geç be adam daha yemek yapacağım çoluk çocuk aç evde baba baba yemeek! diye ağlıyorlar diye söyleniyor, (hem evlenmiş hem çocuk yapmış karısı da yok ortada hımm) o zaman gevezelik kotamı doldurduğuma göre bu sıcak ama güzel günün cici bloguna geçebiliz :)

Blogun Adı: Just A Paper Doll
Paper Doll, kağıt bebek yani. 22 yaşında mimar adayı güzel bir kızımız (öyle sanıyorum) (ama tüm blogcular güzeldir) (Tribünlere oynayan parantez) yazıyor bu blogu. Epey bir süredir haberdarım aslında blogundan ama bugüne kısmet oldu burada yer vermek, ilk görüşte vurulmuştum aslında nasıl bu kadar ihmal ettim ben de anlamadım. Aklım başımdan gitti heralde bu kadar güzel bir blog görünce. Ancak toparlandım:P Hak vereceksiniz bana zate görünce siz de. Kalbi olanlar dikkat etsin aman :P:p
Kendisi "suyla ıslanır, yırtsan yırtılır.. saçma salak bi kağıt bebek.." dese de pek itibar etmeyin derim, nazar değmesin diye böyle demiş sanıyorum ben. Teyzem var benim çok garip değil mi teyzem var :) işte o güzel bir kız gördüğünde der hemen kağıt bebek gibi maşallah, alayım mı oğlum sana der haha :) Güzel bir şey kağıt bebek. Herkes kağıt bebek olsa keşke :P Artık bu gerçekte açığa çıktığına göre blogun bir köşesine nazar boncuğu falan koyar artık kem gözlere karşı :)
Blog Nisan 2009'dan beri bizlere blogger üzerinden sesleniyor. Koskoca 1 yılı devirmiş bir blog yani. İlk blogu açtığında biraz endişeli acaba her işi yaptığım gibi bu blog işini de bırakıp, sıkılıp ortada bırakıp gider miyim diye ama sonra sanıyorum zevk almış olacak ki bırakıp gitmemiş. Hala bizlerle :) Çok mesuduz :P
Blogda dikkatimi bir şey çekti. Çok ilginç. Uğur Dündar bu işe el atsın aydınlatsın bizi :P Mayıs ayı ile ilgili. Siz de baktığınızda göreceksiniz Mayıs aylarında daha fazla yazı yazılmış diğer aylara göre kat kat. Mayıs 2009 42 yazı var. Mayıs 2010 24 yazı. Rekorları alt üst etmiş bu zamanlarda:) Buradan da anlıyoruz Mayıs ayının özel bir anlamı var bence blogcumuz için. Kesin var eminim bundan :) Bu bir tesadüf olamaz :P Hayır hayır olamaz..!
Ne mi yazıyor blogta kendini yazıyor, seni yazıyor, beni yazıyor, hayatı yazıyor. Hayatın içinden biri o. O bir paper doll. Kağıt ama capcanlı, içten, sizden biri. ehe :P Kişisel bir blog yani, ama çok güzel anlatıyor derdini sakin sakin, hiç gaza gelmeden. Bu yönden bana hiç benzemiyor, keşke ben de böyle sakin yazabilsem. Ah ah o kadar hocalara gittim, okunmuş su içtim, pirinç yedim ama yok hala agresifim, hala heyecanlıyım, hala gevezeyim :P Paper Doll okuyarak bu konuda kendimi geliştireceğimi düşünüyorum açıkçası. Amin!
Ee hala bakıyorsun kalk bir su iç kendine gel etkilendin şimdiden galiba canım benim ya. Zor tabi ama heyecan yok önce derin bir nefes alıyoruz, başlarımız dik, göbek içeri. Sonra yavaşca tıklıyoruz bloga bak ne kadar kolaymış di mi :P Hadi bakalım :)
0 comments:
Yorum Gönder